Türkiye, gel zaman git zaman istisnaların süreklilik kazandığı,
Sonra istisnayı kullananlarca vergi vermemenin hak olarak görüldüğü,
Vergi vermeyenlerin ise istisnayı suistimal ederek zengin olduğu bir ülke.
Geçmişte de böyleydi, şimdi de böyle.
İşte suistimal edilen bu istisnaların biri de ‘Teknokent kazançlarının’ gelir ve kurumlar vergisinden muaf olması.
Diğer bir ifadeyle;
Teknokent (veya teknopark) alanlarında faaliyet gösteren işletmelerin yazılım, tasarım ve AR&GE faaliyetlerinden elde ettikleri kazançların gelir ve kurumlar vergisinden istisna tutulması.
Kanun çıktığında istisna 2013’e kadardı; sündürülerek 2028’e uzatıldı.
İlk bakışta yazılım sektörünü destekleyecek güzel bir teşvik gibi görülebilir.
Yadsımayalım, çok da faydalı olduğu alanlar var.
Lakin bir o kadar a kötüye kullanılmışlığı var.
Bu yazıda tabi ki bu suistimale değineceğim.
Efendim,
Size bir mizansen yapayım.
Siz de çıkarım yapın olur mu?
Teknoparkta bir işletme kurun.
Mevzubahis iştigal alanı yazılım olsun.
Gidin Hindistan’a bir yazılım altyapısı satın alın.
Sonra bu yazılımın altıyla, üstüyle, etrafıyla oynayın, arayüzünü değiştirin olsun size tasarım, işte size yazılım ve günün sonunda yapmış olduk AR&GE’de atılım!
Kendiniz gibi kankalar bulun.
Bu kanka şirketler de teknoparkta yer alsın.
Başlayın birbirinize fatura kesmeye.
Nasıl olsa kurumlar vergisi yok.
Günün sonunda yüksek hasılat, yüksek kar!
Neler gördü bu gözler.
En hızlı büyüme ödülü alıp iflas edenleri mi söyleyeyim yoksa ortada gerçek hasılat olmayıp faturacılık yapanları mı?
Hele bir de dışardan ve işlem değerini etmeyecek arsa koyarsanız aktife; kısa sürede halka arz şartlarını karşılamış olursunuz.
E gerisi malum olur…
Halka arz olur, fiktif işlemlerle zengin olursunuz.
İşte, teknoparklardaki kazanç istisnası böyle kullanılabilir kötüye…
Kullanıldı mı?
Veya kullanılmış olabilir mi?
Yakın zamanda görebilir ve anlayabiliriz.
Nasıl mı?
Vergi reform taslağında ‘Teknokent kazanç istisnasının kaldırılması’ teklifinin yasalaşıp yasalaşmamasına göre.
Şayet kaldırılırsa;
Teknoparkta yer alan şirketlerin geçmiş hasılatları ile vergi ödeme yükümlülüğüne tabi olduktan sonraki hasılatlarını mukayese edebileceğiz.
Ve bu istisnayı bilanço manipülasyonu için kullanıp kullanmadıklarını anlayacağız.
Tabi ki SPK’da görecek ve anlayacak.
İşte o zaman ak koyun kara koyun meydana çıkacak.
Sevgi ve vicdanla kalın…
Prof. Dr. Soner GÖKTEN