Birçok gelişmekte olan ekonomide olduğu gibi Türkiye ekonomisinin önemli sorunlarından birisi verimsizlik. Tabii verimsizlik sorunu sadece ekonomi ile sınırlı değil. Verimsizlik, başta siyaset olmak üzere adalet, eğitim, sağlık, kamu düzeninin sağlanması gibi pek çok alanda kendini gösteriyor. Bunu genel olarak nereden anlıyoruz? Birinci olarak, kısa, orta ve uzun vadeli sorunların çözülmekten ziyade birikmesinden. İkincisi, sorunlarla ilgili ciddi ve güvenilir muhataplar bulunmasında yaşanan zorluklardan.
Geçen hafta başında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in CHP’nin üç ekonomi kurmayının Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüşeceğini açıklaması ve sonrasında görüşmenin 24 Haziran Pazartesi günü gerçekleşeceğinin kamuoyuna duyurulması geniş yankı uyandırdı. Kamuoyunda bu görüşmenin önemli sonuçları oluşabileceğine dair bir beklenti oluştu.
Ana Muhalefetin ekonomik sorunları anlatabildiği mecralar zaten mevcut
Burada gözden kaçan önemli bir nokta var; Ana muhalefetin Hazine ve Maliye Bakanına ekonomik sorunları anlatabildiği pek çok mecra ya da kanal var. Bunların zaten yoğun bir şekilde kullanıldığı söylenebilir. Ana muhalefet partisi milletvekilleri ekonomi, bütçe ve Orta Vadeli Plan ile ilgili görüşlerini zaten TBMM genel kurulunda sürekli olarak dile getirebiliyorlar. Ekonomiyi ilgilendiren kanunlar hakkında görüşlerini meclis kürsüsünden sunabiliyorlar. Soru önergesi verebiliyorlar.
Yine Plan ve Bütçe Komisyonu, Avrupa Birliği Uyum Komisyonu, Bayındırlık, İmar Ulaştırma ve Turizm Komisyonu, Çevre Komisyonu, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu, Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar Komisyonu, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu, Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu aracılığı ile ekonomik problemlerin gündeme getirilmesi mümkün. Bu komisyonlarda Enis Berberoğlu, Veli Ağbaba, Rahmi Türeli, Mustafa Sarıgül, Mahir Polat, Ednan Arslan gibi CHP’nin çok deneyimli siyasetçileri de var. Buralarda saatlerce süren oturumlarda ana muhalefet partisinin görüşleri iktidara iletiliyor.
Sorunların hangi birini anlatacaksanız
Özgür Özel görüşmenin vergi adaleti hakkında olacağını açıklamıştı. Sonradan, üç kurmaydan biri olan Prof. Dr. Yalçın Karatepe Birgün gazetesinde yazdığı bir makalede görüşülecek konuların uzun bir liste oluşturduğunu belirterek, bunların bazılarının asgari ücret, emekli maaşları, taban fiyatlar, kamu-özel iş birliği projelerinin şeffaflaşması, kamu ihale kanunu, vergi adaleti, katma değer ve özel tüketim vergi oranlarının yüksekliği, gelir dağılımındaki bozulma ve Varlık Fonu’nun tasfiyesi olduğunu ifade etti.
Karatepe’nin listesindeki konuları okurken, benim de aklıma doğal olarak TCMB’nin bağımsızlığı, Devlet İstatistik Enstitüsünün şeffaflığı, milyonlarca sığınmacının yarattığı ekonomik sorunlar, yolsuzluk ve rüşvet, kamuda verimsizlik, tasarruf ve liyakat, konut sorunu, Büyük Doğu Depreminden etkilenen şehirlerdeki ekonomik durum, beyin göçü konuları aklıma geldi. Karatepe’nin ve benim bahsettiğim konuların herhangi birinin bile tek oturumda ele alınması imkânsız. Bunlarla ilgili görüşler zaten ilgili mecralarda geniş bir şekilde tartışılmıştı.
Ekonomik durumun iyileşmesi için gerekli zemin mevcut değil
Dünyanın önde gelen üniversitelerinde araştırmalar yapan, dünya çapında üne sahip olan ve pek çok ülkeye ekonomik kalkınma konusunda danışmanlık yapan iki profesör geçtiğimiz yıllarda çeşitli vesilelerle Türkiye’de eğitimle ilgili sorunları ve çözüm önerilerini anlattılar. Daron Acemoğlu (MIT-Ekonomi Bölümü) ve Ufuk Akçiğit (Chicago Üniversitesi-Ekonomi Bölümü) Türkiye’nin dünyadaki gelişmeleri kaçırmamak için bu alanda özel çaba sarfetmesinin öneminin altını çizdiler. Bu uyarılara karşın, bizler Kocaeli’de lise mezuniyet törenine katılmak için okullarına gelen 17 yaşındaki kız öğrencilerin kıyafetleri nedeni ile jandarma ile karşı karşıya getirildiğini gördük. Sonrasında yetkililerin yaptığı açıklamalar ise oldukça yetersiz ve düşük seviyeliydi. Milli Eğitim bu şekilde yönetilmeye devam ederse Türkiye’nin yakın bir gelecekte temel ekonomik ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanacağını tahmin etmek hiç de zor değil. Sadece Karatepe değil, CHP’nin Şimşek ile görüşeceği ileri söylenen diğer iki kurmayı da akademisyen. Prof. Dr. Selin Sayek Böke (Bilkent Üniversitesi) ve Volkan Demir de (Galatasaray Üniversitesi) eğitim dünyasının içinden gelen tecrübeli bilim adamları ve iktidarın eğitime yaklaşım şekliyle ekonominin orta ve uzun vadede istikrar kazanmasının mümkün olmadığını biliyor olmaları gerek.
Türkiye’de ekonomik faaliyeti teşvik edecek ya da en azından ona zemin oluşturacak bir ortam mevcut değil. Siyasetteki gerilim, adalet ve kamu düzendeki bozulma aksaklıklar, devletin herkese eşit mesafede davranmadığına ilişkin algının yayılması, her an her şeyin değişebileceği hissiyatı üretkenliği baskı altına alan önemli faktörler.
Sonuç olarak, hem ekonominin kendine özgü sorunlarının çokluğu hem de sağlıklı bir ekonomi oluşturabilmek için gerekli siyasi ve sosyal zeminin mevcut olmaması nedeniyle CHP kurmaylarının Mehmet Şimşek’e yapacakları ziyaret verimli olmaz, ancak temennilerin iletilebileceği bir nezaket ziyareti olabilir.