Ekonomik çaresizlik, ülkeleri istenmeyen kılıflara sokar.
Bunu masum gösterebilmek içinse süslü kelimeler kullanılır…
Uluslararasılaşma denir,
Dijital çağ yakıştırması yapılır,
Modernlik maskesine sığınılır,
Veya ‘turizm’ kalkanının arkasına geçilir…
Ne yazık ki, yabancıdan gelecek bir-iki bin Dolara mecbur kalırsan; ‘kültür’ dediğin seni sen yapan değerler ikinci plana atılır; millet olarak aşağılık kompleksi yayılır, meşru hale gelir.
İşte ekonomik darboğaz ve turizm ilişkisi de böyledir.
Nasıl mı? Deneyimlediğim ve gözümle gördüğümü anlatayım…
İsim vermeyeceğim…
Bayramda Kapadokya’daydım.
Önemli bir grubun otelindeydim.
Hemen belirteyim, şanslı bir azınlık içerisinde olduğumu belirtmem lazım.
Zira bu fiyatlarla; yani gelir dağılımı adaleti bu denli biçilmişken, halkın %80’inin bu tür bir otele gitme şansı yok. Kaldı ki; tersine turizme şaşırmamak lazım. İtalya ve Yunanistan Türklerin gözdesi haline gelmiş vaziyette. Bu denli uçuk fiyatların çok daha azına kaliteli tatil imkanı elde edilebiliyor yurt dışında. Yaz süresince istatistikler açıklandıkça tersine turizm etkisini gözlemleyeceğiz ve tabi ki değerlendirmelerimi buradan yazacağım.
Efendim,
Otel güzel mi, güzel.
Hizmet kaliteli mi, kaliteli.
Ancak;
Dikkatimi çeken ve beni rencide eden üç olayı kabullenmem mümkün değil.
Bir!
Otel turuna çıktık, 6 Türk ve 3 yabancıyız.
Tarihi kısımları anlatan kızcağız önce İngilizce sonra Türkçe konuştu.
Tekrar edeyim; önce İngilizce sonra Türkçe!
İki!
Yöresel yemekler yapıldığı iddia edilen mutfaklara sahip restoranlar var otelde.
Lakin yöresel ama Türkçe müzik çalmıyor.
Hadi onu geçtim, esas rencide edici husus şu: Menüde önce İngilizce yazıyor; ortalara kadar sayfayı çeviriyorsunuz sonra Türkçe yazmaya başlıyor.
Tekrar ederim; önce İngilizce sonra Türkçe!
Üç!
Otel İngiliz ağırlıklı yabancı dolu.
Çoğu emekli. Yani emekli maaşlarıyla vur patlasın çal oynasın.
Peki, o emekliye servis yapan garson kim. Diş doktoru!
Yanlış duymadınız, diş doktoru!
Sordum neden dedim, ‘Bu meslek Türkiye’de yapılmaz, Kanada’ya gitme hedefim var dedi!’
İşte size ekonomik darboğazın ülke kültürünü ve sosyolojisini getirdiği durum…
Türkçe out, yabancı dil in,
Türk emekli out, yabancı emekli in,
Diş hekimliği out, yabancıya garsonluk in!
Sevgi ve vicdanla kalın…
Prof. Dr. Soner GÖKTEN