Dünyanın önde gelen danışmanlık şirketlerinden Deloitte, 2023 yılı Dijital Tüketici Trendleri Araştırması’nı yayınladı. Türkiye’nin de içinde yer aldığı 20 farklı ülkede 27 bin kişi ile gerçekleştirilen araştırma, dijital ürün ve servislere ilişkin kullanım alışkanlıkları, deneyimi ve satın alma eğilimlerini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, üretken yapay zeka kullanım oranı yaş ilerledikçe azalsa da kullanım sıklığı artıyor. 35-44 yaş aralığında ortalamada yüzde 11 olan üretken yapay zeka araçlarını günde bir kez kullananların oranı, 45-55 yaş aralığında ise yüzde 16’ya çıkıyor.
Deloitte’un 2023 Dijital Tüketici Araştırması’na ülke genelinde katılan 1000 katılımcının yüzde 62’si üretken yapay zeka araçları hakkında bilgi sahibi. Üretken yapay zeka uygulamalarına artan ilgiye paralel olarak katılımcıların yüzde 40’ı bu araçları kullanıyor. Araştırmaya katılan çalışanlar yapay zekanın ileride kendilerinin yerini alabileceğinden endişe duyarken, yüzde 71’i bu uygulamaların ileride dönemde işgücü talebini önemli ölçüde düşüreceğine inanıyor. Katılımcıların yaklaşık beşte biri ise ilgili araçları iş amaçlı kullanıyor. Katılımcıların yüzde 57’si ilgili araçları yoğun saatlerde kullanabilmek ve daha hızlı yanıt alabilmek için ödeme yapmaya da istekli.
Öte yandan araştırma, üretken yapay zeka uygulamalarının handikaplarına ilişkin farkındalığın sınırlı seviyede olduğunu da gözler önüne seriyor. Katılımcıların sadece yarısı ilgili uygulamaların kusurlarına ilişkin bilgiye sahip. Deloitte Türkiye Teknoloji ve Dönüşüm Hizmetleri Lideri Hakan Göl, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, üretken yapay zekayı kullananların yüzde 50’sinin bu uygulamaların her zaman gerçeklere dayalı doğru yanıtlar ürettiğine inandığını belirtti. Göl, “Üretken yapay zeka kullananların yüzde 51’i ise bu uygulamaların yanıtlarının tarafsız olduğuna inanıyor” dedi.
Akıllı telefondan beklentiler artıyor
Dijital Tüketici Trendleri Araştırması’nın üretken yapay zeka dışında, akıllı telefon kullanımı, abonelikler ve bağlanabilirlik konusunda da önemli ipuçları verdiğini söyleyen Göl, “Araştırmaya göre, akıllı telefonlardan beklentiler de artmış durumda. Tüketiciler telefonlarını artık farklı amaçlar için kullanmayı arzu ediyor. En fazla arzu edilen kullanım amaçları arasında ise ödeme yapmak ve kimlik kartı, pasaport ya da ehliyet gibi bilgileri sağlamak yer alıyor” diye konuştu.
Türkiye’de akıllı ev cihazlarının global ortalamaya kıyasla daha yüksek ilgi gördüğü bilgisini de veren Göl, oyun konsolu ve video akış cihazlarını içeren ev içi eğlence kategorisine erişimin ise global ortalamanın altında kaldığını vurguladı. Tüketicilerin çoğunluğunun dijital cihazlarını değiştirmeden önce onarmayı tercih ettiğini de belirten Göl, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığın ise yüzde 23 gibi düşük seviyede kaldığını söyledi.
Maliyet endişesi abonelik oranını azaltıyor
Pandemi ve sonrası dönemde artan Subscription Video On Demand (SVOD) aboneliklerinin 2023 itibariyle gerilemeye başladığı bilgisini veren Hakan Göl, şu değerlendirmede bulundu: “2023 yılı itibariyle SVOD erişim oranı gerilemeye başlayarak yüzde 72 seviyesine düştü ve ortalama kişi başı abonelik sayısı yüzde 7 azaldı. Araştırmamıza katılanların katılımcıların yaklaşık 4’te biri geçen yıl içerisinde bir abonelik hizmetini iptal ettiğini belirtti. Bunun da en büyük nedeni maliyet endişesi. Dolayısı ile SVOD platformu sağlayıcıları için müşteri kaybı en önemli gündem maddesi.”
İnternette hız beklentisi artıyor
Daha yüksek hız beklentisinin internet sağlayıcı ve mobil operatör değişimini teşvik ettiğini vurgulayan Göl, global eğilimin tersine Türkiye’deki kullanıcıların yaklaşık yüzde 80’inin internet hızını takip ettiğini belirtti. Her 4 katılımcıdan 1’inin son 1 yıl içinde ev interneti sağlayıcısını değiştirdiği bilgisini veren Göl, “Tüketicilerin 5G’den beklentisi de yüksek seviyede. Katılımcıların yüzde 45’i mevcut operatörünü 5G kapsamına göre değiştirebileceğini belirtiyor” diye konuştu.