Dünya Bankası çerçeve programıyla ilgili bilgi kirliliği hat safhada.
Bilgisi olmayıp fikri olanlar bu YENİ BİRŞEYMİŞ gibi yazıyorlar, konuşuyorlar.
İşte o yüzden işin doğrusunu yazmak gerekiyor ki; insanlarımız doğru bilgiye ulaşsınlar, işin önemli noktalarına ve detaylarına vakıf olsunlar.
Dünya Bankası süreçlerinin işletilmesi, gerekli prosedürlerin yönetimi kendi ekosistemi içerisinde ayrı bir uzmanlık ve tecrübe gerektirir.
Kariyerimde mesleki tecrübe kazanımı olarak, Kazakistan uhdesindeki Uluslararası Dünya Bankası Projesine etüt ve teklif hazırlamış, proje yönetimini gerçekleştirmiş az sayıdaki finans uzmanından biri olma şansını elde ettim.
İşte bu nedenle, konunun uygulama boyutunda da yer aldığım için sizlere olayı mümkün olduğu kadar basitçe anlatabileceğimi düşünüyorum.
Gelin başlayalım…
Dünya Bankası Nedir?
Dünya Bankası, İkinci Dünya Savaşından sonra yeniden yapılanma ve kalkınma hedeflerinin karşılanması ihtiyacıyla kurulmuş; 1947 yılında ise Birleşmiş Milletlerin özerk kuruluşlarından biri haline gelmiştir (Amaçları itibariyle açıklananlar dışında gizli tutulanlar üzerine çok sayıda görüş yer almaktadır. Lakin konumuz bu olmadığından burayı ‘es’ geçiyorum).
Mevcut yapısı itibariyle Dünya Bankası bir gruptur. Basitçe holding olarak düşünün.
Bünyesinde beş farklı kuruluş (şirket) vardır;
(1) Uluslararası Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası (IBRD): Kamu sektörüne kredi açar ve kullandırır. Türkiye sermayedardır ve %1,11 oy gücü vardır. Mukayese için belirteyim, ABD’nin %15,49 oy gücü, Rusya’nın %2,82 oy gücü vardır.
(2) Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA): Yoksul ülkelere kredi açar ve kullandırır. Türkiye 1970 öncesinde IDA’dan kredi kullanıyordu. Sonrasında yoksul ülke statüsünden çıktı ve halihazırda orta-üst gelir grubu statüsündedir. Türkiye sermayedardır ve %0,59 oy gücü vardır. Mukayese için belirteyim, ABD’nin %9,63 oy gücü, Rusya’nın %0,31 oy gücü vardır.
(3) Uluslararası Finans Kurumu (IFC): Gelişmekte olan ülkelerde özel sektöre kredi açar ve kullandırır. Türkiye sermayedardır ve %0,63 oy gücü vardır. Mukayese için belirteyim, ABD’nin %17,80 oy gücü, Rusya’nın %3,24 oy gücü vardır.
(4) Çok taraflı Yatırımlar Garanti Ajansı (MIGA): Gelişmekte olan ülkelerde yapılacak yabancı yatırımların karşılaşacağı finansal kayıp risklerine (devalüasyon, kamulaştırma-el koyma vb. nedenlerle) karşı yabancı yatırımcılara güvenceler sağlar. Türkiye sermayedardır ve %0,48 oy gücü vardır. Mukayese için belirteyim, ABD’nin %14,81 oy gücü, Rusya’nın %2,61 oy gücü vardır.
(5) Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi (ICSID): Arabulucu ve hakemlik görevi gören hukuk organıdır. Dünya Bankası programları uhdesindeki yabancı yatırımcılar ile ilgili ülke arasındaki anlaşmazlıklar kuruluşun görev alanını oluşturur. Türkiye üyedir. Her bir üyenin yönetim konseyinde bir temsilcisi olup; ağırlıklandırılmamış bir (eşit) oy hakkı vardır.
Yapısal olarak bakıldığında, Dünya Bankası Grubu, uhdesindeki beş kuruluş ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Hedeflerinin gerçekleşmesi doğrultusunda; bu hedeflerle uyumlu projelere kredi kullandırır. Örneğin Dünya Bankası Grubu, 1987 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda kabul edilmiş Brundtland Raporu çerçevesinde, sürdürülebilir kalkınma hedefiyle tutarlı olarak iklim değişiklikleriyle mücadele temalı projelere kredi açmaktadır.
Diğer bir yön ise, teşkil edilen kuruluşlardan ve sermayedarlık yapısından anlaşılabileceği gibi; Dünya Bankası Grubunun iki kutuplu dünya düzeninde ağırlıklı olarak ABD ve ekürisinin kontrolünde olduğu gerçeğidir. Yapısal olarak temin edilen krediler ise; kredinin riskliliklerine göre farklı kuruluşlarda sınıflandırılmaktadır. Yoksul ülkeye verilen kredi ayrı bir kuruluşta, kamu sektörü ise ayrı, özel sektör kredisi ise ayrı bir kuruluşta takip edilir ve yönetilir.
Olası bir hak kaybında ise Dünya Bankası Grubu uhdesindeki mahkemede ilgili husus yargı konusu edilmektedir.
Dünya Bankası Nasıl Kredi Kullandırır?
Üye ülkeler ile ‘Çerçeve Programları’ geliştirir ve yürürlüğe alır.
Çerçeve Programları dahilinde;
Öncelikle, kredilerin verilmesinin gerekçesi olan YÜKSEK DÜZEY ÇIKTILAR (High Level Outcomes) belirlenir.
Sonrasında Yüksek Düzey Çıktılara ulaşılabilmek için program AMAÇLARI (objectives) belirlenir.
Bu amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığını ortaya koyacak GÖSTERGELER yani İNDİKATÖRLER (indicators) saptanır.
Ve nihayetinde tüm bu çerçeve yapısnın, Dünya Bankası Grubunun Birleşmiş Milletler nezdinde kabul gören Küresel Mücadele başlıklarını desteklemesi gerekmektedir.
Dünya Bankası halihazırda sekiz başlıkta (eylem planı) küresel mücadele öngörmektedir;
(i) İklim Değişikliğine Uyum ve Azaltım;
(ii) Kırılganlık ve Çatışma;
(iii) Salgının Önlenmesi ve Hazırlıklı Olma;
(iv) Enerji Erişimi;
(v) Gıda ve Beslenme Güvenliği;
(vi) Su Güvenliği ve Erişimi;
(vii) Dijitalleşmenin Etkinleştirilmesi; ve
(viii) Biyoçeşitliliğin ve Doğanın Korunması.
Bu yapısal kredilendirme çerçevesi uhdesinde de finansman için mevcut riskler tanımlanmakta ve gözetim faaliyeti çerçeve programı süresince devam etmektedir.
Çerçeve Programa uygun şekilde, potansiyel kullandırılabilir kredi miktarı tanımlanır.
Kamu otoritesi, ilgili amaçlara uygun olarak Proje Önerisinde bulunur.
Bu öneri Dünya Bankası tarafından değerlendirilir ve uygun ise açılarak ilan edilir.
Teklifler yapılır ve proje finanse edilir.
Projenin tüm süreçleri Dünya Bankasının ilgili ülke ofisi tarafından kontrol, denetim ve onaya tabidir.
Basitçe varsayımsal bir örnekle somutlaştırayım.
Misal bir ülkeyle yapılan çerçeve programında yüksek düzey çıktı ‘Sağlık Sisteminin Etkinleştirilmesi’ olsun.
Tanımlanan amaçlardan biri, ‘Kırsal Bölge Hastanelerinin Modernizasyonu’ olabilir
Bunun indikatörlerinden biri ise ‘Hastane Enfeksiyonuna Yakalanan Kişi Sayısı’ olabilir.
Bu çerçeve tasarımı ile;
İlgili amaca yönelik olarak, misal, ‘Hastane Enfeksiyonunun Önlenmesinde Hastane Ortamının İyileştirilmesi’ başlıklı bir danışmanlık projesi onaylanır ve teklife açılır.
İşi yapmaya niyetli olanlar teklifte bulunur ve onlara verilecek ücret Dünya Bankası kredi havuzundan temin edilir.
Bu proje neticesinde ilgili amacın gerçekleşip gerçekleşmediği, indikatör üzerinden yorumlanır. İndikatördeki iyileşme ve/veya gerçekleme neticesinde yüksek düzey çıktıya katkı sağlanır. Yüksek düzey çıktı ise, salgının önlenmesi ve hazırlıklı olma başlıklı küresel mücadele eylem planıyla uyumludur.
Türkiye için Dünya Bankası Çerçeve Programları ve kredileri YENİ BİRŞEY DEĞİLDİR!
Örneğin Türkiye’nin 2018-2021 dönemine ait Dünya Bankası Grubu İş birliği Çerçeve Programı vardır.
Önceleri de vardır.
Yürürlüğe giren ise 2024-2028 dönemine ait Dünya Bankası Grubu İş birliği Çerçeve Programıdır.
Değerlidir, önemlidir.
Uzun vadeli göreceli ucuz kredi imkanı sağlar.
Unutulmamalıdır ki, tanımlanan kredi miktarının hepsi kullanılmak durumunda değildir.
Çerçeve programları, Türkiye’nin uluslararası arenada uluslararası finans ve yatırım çevrelerinde dikkate alınması açısından önemli bir araçtır.
Ancak yazının sonunda söyleyeceğimi burada dinlendireyim, Dünya Bankası Grubu Çerçeve Programının mevcut ekonomik politikamızın temel taşlarından biri olan yabancı yatırımcı çekme gayesiyle ilgilisi yoktur.
2024-28 Çerçeve Programı Nelere Kredi Sağlayacak?
2024-28 Çerçeve Programında,
Üç tane YÜKSEK DÜZEY ÇIKTI, 9 tane AMAÇ tanımlanmıştır.
Ve bunlar Türkiye’nin 12. Kalkınma Planıyla ve Dünya Bankası Grubunun Küresel Mücadele Başlıklarıyla ilişkilendirilmiş.
Zaten hep öyle yapılır.
Öncekinde de (2018-2021 Çerçeve Programı) 10. Kalkınma Planıyla ilişkilendirilmişti!
Bu nedenle biliniz lütfen,
Dünya Bankasıyla program yürüten ülkelerin kalkınma planları, işte bu yüzden Birleşmiş Milletler Kalkınma hedefleriyle uyumlu olarak yazılır.
Sizin için 2024-28 Çerçeve Programının yapısını yani hedeflediği çıktıları ve amaçlarını görselleştirerek Türkçe olarak aşağıdaki şekilde sunuyorum.
Görebileceğiniz gibi KONU ÇOK NET!
Sözü uzatmaya gerek yok.
Çerçeve programının uygulanan sıkılaşma politikamızla doğrudan ilgisi yok.
Gelmesi beklenen YABANCI FONLA ise hiç ilgisi yok.
Zira anlayabileceğiniz gibi, Dünya Bankası Çerçeve Programı cari açığın finansmanıyla, bütçe fazlasıyla, enflasyonunu kontrolüyle ilgilenmiyor.
Yani IMF programı değil!
Bunları şart olarak değil, risk unsuru olarak belirtir geçer.
Lakin,
Görünen o ki, oluşturulan çerçeve programı deprem sonrası gerek duyulan ve yaklaşık 100 milyar Dolar olarak tahmin edilen yeniden yapılanma maliyetinin 18 milyar Dolarını karşılamak için kullanılacak.
Kısaca, ekonomi üzerindeki deprem maliyetinin yaklaşık %20’si için ucuz ve uzun vadeli kredi imkanı yaratılmış durumda.
Ayrıca, bu kredilendirme, önceki çerçeve programında olduğu gibi Dünya Bankası kontrolüne tabi olacak.
Yani işin kontrol ve denetim yönünün bir tarafında Dünya Bankası var.
Bu durum ise, ilgili alanlarda verilen kredilerde şeffaflık ve hesap verilebilirliği artırmış olacak.
Kısaca,
Depremin yarattığı bütçe yükü biraz da olsa bu sayede hafifletilmiş.
Not: İlgili dokümanlara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
2018-2021 Dönemi İşbirliği Çerçevesi için tıklayınız.
2024-2028 Dönemi İşbirliği Çerçevesi için tıklayınız.
Sevgi ve vicdanla kalın…
Doç. Dr. Soner GÖKTEN