Fenerbahçe küçük yatırımcı alışları ile haftayı lider kapadı. Maçın 1’ci dakikasından 90’cı dakikasına kadar alışları ile destek olan küçük yatırımcı, satış gelen dakikalarda tahtanın çökmesini engelledi. 12’ci dakikada CEPHAS ile kazanılan penaltıdan gelen gol ile eksiye gecen hisse hızlı gelen küçük yatırımcı desteği ile kendini toparladı ve sahanın en etkili ‘’zımbacı’’sı Cengiz’in golü beraberliği sağladı.
‘’Diziliş Antrenörü’’ İsmail Hoca artık rakiplerin ezbere bildiği formatı, oyunun gidişatına göre değiştirmeden, hissedeki satış baskısına katkıda bulunuyor. Tekrar ediyorum hocamız bir ‘’diziliş hocası’’. Bu şu demek; futbolcu performansına bağlı bir sistemi var ona dakika dakika sadık. Oyuncularda performans düşüklüğü olduğunda sistem sıkıntılı hale geliyor. Emekli zamlarından memnun olmayan emekli vatandaş modundaki ÇEKO, zaman zaman TALİÇ gibi oyuncuların diziliş etkinliğinin artacağı pozisyonlardaki sarsaklıkları oyunu zora sokuyor.
Tahtanın zayıfladığı anlarda ya oyuncu değiştirerek ya da mevcut oyuncular arasında pozisyon değişikleri ile ezber bozucu bir aksiyon gelmeyince, karşı takımın oyun planı kusursuz işliyor. Bunlar olmayınca da eli ezberlenen ’’TREDAR’a’’ dönüyorsunuz ve sürekli üzerinizde beslenen ‘’at sinegi’’ ile uğraşıyorsunuz. Sürpriz, anlaşılamayan hamlelerle ancak sonuç alınabilir. Bazen alışlarınız zayıf olacak, bazen sert alışlarınız olacak, oyun planınız ezberlenmeyecek. Nitekim SAMSUNSPOR maçı ile kopya bir maç. Önde kontrollü, merkeze baskı ile toplu savunma ve özelikle ‘’GOL HUNİSİ’ni” kapatıp son vuruşlarda pozisyon vermeme taktiğini, vakit geçirme ve kontra ataktan gol bulma ile güçlendirip, hissenin prim yapmasına engel ol.
Çare kenar ortalar, ancak 9 korner atışından en ufak bir tehlike yaratamayan Fenerbahçe’nin şut yüzdeside düşük olunca her an hissemiz prim kaybeder korkusunun sardığı bir küçük yatırımcı. Dünya futbolunda gollerin %60’ı duran toplardan, dizilişte inatçı İSMAİL Hoca’nın ‘’çalışılmış bir duran top planı da’’ olmayınca çözüm anahtarları sınırlı oluyor. Mevcut dizilişin en önemli portföyü FRED olmayınca, İsmail Fred pozisyonunda başarılı oluyordu. Özellikle MERT Mürdür ’ün koşu performansının düşük olması, İsmail ve SAMAN-SKY ‘nin defans arkası pas organizasyonlarını etkisiz kıldı.
“Kusursuz Fırtına” FERDİ ile TADİÇ kanadını İsmail etkin kullanınca Ankaragücü ceza alanında önemli pozisyonlar doğdu, bunların büyük bir kısmı stresli ayaklarla en düşük ihtimalli pasa dönünce kopmayan maç strese girdi, kontrolsüz final pasları, stresli ayaklar ile kaçan gol ihtimalleri oyunu zora soktu. “BONICCI konforu’’ olmayınca defansın geçtiğimiz haftalarda gözlediğimiz özgüveni kaybolmuştu, özellikle MORUTAN’ın yürüyerek 20 metrede direkte patlayan şutu savunmadaki sarsaklığın dirilişi idi.
KRUNİÇ, orta sahada ‘’gölge’’ rolünü üstlenmiş elindeki portföy ile alışa katkıda bulunmayacak bir yatırımcı görüntüsünde, umarım portföy güçlenir de oyuna ağırlığını koyar. Maçta 5 şut pası ile en yüksek oranı yakalayan SAMAN-SKY’nin hücum presteki güçlü oyunu, ceza alanında şut açısı yaratmadaki beceriksizliği nedeni ile ‘’etkisiz işlem‘’ olarak kaldı
Ankara doğduğum, Cumhuriyetin kurucuları ve ona sahip çıkan bizlerin yaratığı şehir. Sevmek için denize, ormana ihtiyaç yok. Yoktan var edilmiş “şehir ruhunu” Cumhuriyetten alan şehir. Ama sportif ruhu yoktu, kimliği oluşmamıştı. Cumhuriyet kurulduğu göç edenlerin rengi olamamıştı, ama artık şehrin ruhunu almış muhteşem taraftarı ile büyüleyen bir ANKARA var, kısaca bugün;
“HER YER SARI LACİVERT”.
Banka CEO’sunun Evi Neden Yok?
Türkiye’nin gündeminde İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran var. Hakan Aran, Antalya’da gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında kiralardan yakınıyor. Aran, 12.500...