2021 Eylül ayı itibariyle halk arasında nas ekonomisi, Türkiye modeli yada düşük faiz modeli olarak adlandırılan ekonomik model ile birlikte Türkiye’deki yatırım kültürü değişmek zorunda kalmış, baskılanan döviz sebebiyle mevduat sahipleri alternatif yatırım araçları arayışına girmiştir. Tam da bu noktada borsa hem yönetimin hem de yatırımcının imdadına yetişmiş ve “Patron Mutlu Son İstiyor” mottosunu ortaya çıkartacak kadar baskın bir şekilde borsa desteklenmişti.
Bu destek başta Yatırım Fonları, 2022 depremi sonrasında da Emeklilik Fonları kullanılarak yaratılmış ve mutlu son için gerekli alt yapı hazırlanmaya çalışılmıştı.
Emeklilik Fonları için şimdilik söylenecek fazla söz olmasa da bence Yatırım Fonlarını kesinlikle masaya yatırmakta fayda var. Hadi 2021-2023 sürecini kapsayan bir ameliyat yapalım Yatırım Fonları ile ilgili olarak.
2021 yılında toplam işlem hacmi 233 milyar TL olan Yatırım Fonları, negatif reel faiz politikası sonrası alternatif yatırım aracı olarak görülmüş ve 2023 yılında bu hacim neredeyse 8 katına çıkarak 1,656 trilyon TL ile rekor seviyelere ulaşmıştı.
Bu artışın sebebinin sosyal medyada bireysel yatırımcının borsadan korkması sebebiyle parasını profesyonel ellere teslim etmesi olarak lanse edilmesine karşın maalesef rakamlar bunu desteklememektedir. Fonların son 3 yıldaki hacim artışlarına baktığımızda özellikle 2023 yılında neredeyse hacimin çoğunun Serbest Şemsiye Fonlarınca yapıldığı açık bir şekilde görülmekte.
9 Temmuz 2013 tarihli ve 28702 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliğinin Şemsiye Fon Türleri başlıklı 6. Maddesinde; Şerbest Şemsiye Fon “ Katılma payları sadece nitelikli yatırımcılara satılmak üzere kurulmuş olan fonları” olarak tanımlanmıştır.
Yani rakamlar sosyal medya fenomenlerinin piyasada yaptığı nümayişi doğrulamamakla birlikte, fonların hacmindeki artışın esas sebebinin, bakkal Niyazi Amca, Emekli Öğretmen Ayşe Abla değil de Nitelikli Yatırımcılar olduğu net olarak ortaya çıkmakta ve kafalarda da fonlara ilişkin soru işaretleri yaratmaktadır.
Yatırım Fonlarına olan ilginin esas artışın sebebinin, sosyal medyada lanse edilenin tersine bireysel yatırımcının borsadan korkması sebebiyle parasını profesyonel ellere teslim etmesi olmadığı, rakamların de gösterdiği üzere negatif reel faiz sebebiyle alternatif yatırım aracı arayan büyük sermaye sahiplerinin paralarını Serbet Şemsiye Fonlara yönlendirdikleri göz önüne alındığında; borsaya alternatif yatırım araçlarının doğması durumunda tersine akım yaşanabileceği de her daim dikkate alınması gereken bir risk olduğu unutulmamalıdır.
O zaman en önemli soruyu soralım, Yatırım Fonlarındaki kaynağın büyük bir bölümünün Nitelikli Yatırımcıya ait olduğu ve yabancı borsalar, değerli metaller, para piyasaları, kira sözleşmeleri gibi enstrümanların borsadan daha az riskli ve borsaya yakın oranda yada daha fazla oranda kazandırma ihtimali doğarsa serbest şemsiye fonlarınıni hisse senedi yatırım tercihini değiştirebilir mi?
Bunun cevabını şimdilik bilmek çok zor ama takas değişimleri, bu soruya net olmasa cevap vermeye yardımcı olmakta. Son bir ayda BİST30’daki takas değişimlerine baktığımızda, ciddi oranda Yatırım Fonu satışı görünmektedir.
Bu satışın hangi fonlara ait olduğunu şu an net olarak söylemek zor ama Serbest Şemsiye Fonlarının yatırım kararını değiştirmesi durumunda, endeksin bir süre b satıştan etkilenebileceği unutulmamalıdır.
O zaman son bir soru ile yazıma son vereyim;
BORSAYA GİREN ŞEMSİYE FONLAR AÇILIR MI?