Brent petrolde 90 Dolar geçildi.
Goldman Sachs, petrolün varil başına fiyatı için Aralık 2024 itibariyle 107 Dolar beklenti açıkladı.
Yaşam masrafları, gıda ve temel ihtiyaçlar olmak üzere her şeyin fiyatını doğrudan etkileyen petrolün fiyatında yaşanan ve yaşanması beklenen bu artışın nedeni ne?
Gelin analizimize başlayalım…
‘Kaynak Laneti Paradoksu’ !
Bu kavramı hiç duydunuz mu?
Açıkça söyleyeyim.
Bu kavramın ne olduğunu bilmeden,
Kavramın yarattığı etkileri anlayamaz ve nihayetinde
PETROL FİYATLARINI YORUMLAYAMAZ ve BEKLENTİLERİ ŞEKİLLENDİREMEZSİNİZ!
Kaynak laneti, doğal kaynak bakımından zengin olan bir ülkenin iktisadi sistemini, salt sahip olduğu bu doğal kaynaklar üzerine inşa etmesiyle ortaya çıkar.
Şöyle ki, kaynak zengini bir ülke, sermayesini ve işgücünü yalnızca doğal kaynağa dayalı endüstride yoğunlaştırırsa; diğer sektörlere yeterli yatırım yapılmaması nedeniyle söz konusu emtia fiyatındaki düşüşlere karşı savunmasız bir ekonomiye sahip olur.
Kısaca ülke ekonomisinin performansını emtianın fiyatı belirler.
Sadece bu mu? Tabi ki hayır!
Kaynak zengini ülkeler, söz konusu kaynağa UCUZ ve KOLAY ulaşma gayretindeki görece güçlü ülkelerin hedefi haline gelir.
Nitekim kapitalist emperyalizm ve sömürgecilik olguları çerçevesinde kaynak zengini ülkelerin genelinde vuku bulan uluslararası arenadan dışlanma, otokrasi, iç karşılıklar veya savaşlar işte hep söz konusu KAYNAĞIN LANETİDİR!
İşte Suudi Arabistan öyle bir ülke.
Zengin göründüğünde bakmayın.
Şu soruları sorun;
- Petrolden kimler ne pay alıyor, Suudilere ne kalıyor?
- Suudiler petrol için nelerden vazgeçiyor?
- 10 yıl sonra teknolojik ilerlemelerle petrol önemini kaybederse Suudiler ne yapacak?
- Suudilerin teknoloji, inovasyon ve gıda bağımlılığı nasıl çözülebilir?
Tüm bu sorular bir bütün haline getirildiğinde,
Suudilerin mevcut durumda elde ettiği parasal sermayenin, ABD hegemonyasında teşkil edilen küresel güç tarafından aslında onlara ileride geri alınmak üzere verilmiş bir EMANET PARA olduğunu anlamak zor değil!
10 Eylül 2023 tarihinde Muhammed bin Selman, G20 Liderler Zirvesi’ndeki açıklamasında şu cümleleri kurdu: “Ortadoğu’nun yeni Avrupa olacağına inanıyorum. 5 yıl içinde Suudi Arabistan bambaşka bir ülke olacak. Bu Suudi savaşı. Bu benim savaşım. Ölmeden önce Orta Doğu’yu dünyanın zirvesinde görmek istiyorum!”
Selman’ın bu cümlelerinin arkasında yatan detaylar, yukarıdaki soruların cevaplarında bulunabilir.
Soruların cevap detaylarına girersek yazı çok uzar.
O yüzden Selman’ın cümlelerini sonuç odaklı DEŞİFRE EDELİM.
Selman, Suudi Arabistan’ı KAYNAK LANETİNDEN ÇIKARACAĞINI ve emanet parayı farklı sektörlere yatırımda kullanarak SUUDİ ARABİSTAN’I KALKINDIRMAK istediğini söyledi.
Haydaaaaa…
Bu kime karşı söylenmiş cümleler ki?
Tabi ki ABD’ye karşı!
Suudi-Amerikan ittifakı İkinci Dünya Savaşı sonunda teşkil edildi.
Bu ittifakın amacı belliydi: ABD’nin müttefikleri için enerji güvenliğinin temini.
Suudi Arabistan ABD’nin Avrupa’daki müttefiklerine ucuz petrol sağlayacak,
Karşılığında ise Krallık ailesi beslenecek, ABD’den silah, ordu eğitimi ve teknoloji alacak; coğrafyada Suudi çıkarları korunacaktı.
Dünya hızla değişti.
ABD’nin Pasifikte odaklanma mecburiyeti nedeniyle Ortadoğu politikasındaki ağırlığı hafifledi.
Krallık ailesinin daha iyi eğitim almış çocukları kaynak lanetinin farkına vardı.
Suudi Arabistan,
Ortaya koyduğu kalkınma planı çerçevesinde,
Öncelikle elde edeceği petrol gelirini artırmak ve sonrasında bunu farklı sektörlerde yatırıma dönüştürerek kalkınma hedefliyor.
Bu yüzden de PETROL FİYATLARINI artırma GAYESİNİ GÜDÜYOR.
Bunu nasıl yapabilir?
Petrol arzını kısarak. Yani üretim kesintisini yaparak (Bu arada hemen belirtelim. Petrol çıkarıldığında anında hasılat olarak kaydedilir. Yani kaba tabiyene petrolü varillediğiniz anda satış gerçekleşmiş olur. Müşteri bulmak gibi bir gayeniz yoktur. Bu bahisle petrol üretimi dediğimiz petrolü varillemektir. Günlük ne kadar az varillersiniz, petrol fiyatı anında o kadar artar).
Tabi ki, yukarıda okuduklarınızdan artık net olarak yorumlayabileceğiniz gibi,
Petrol fiyatını artırma politikası yani üretim kesintisi yolculuğunda,
Suudi Arabistan KAYNAK LANETİNDEN dolayı karşı karşıya kalacağı olası ABD ve AB DAYATMALARINA karşı kendini koruyacak şekilde MÜTTEFİK ELDE ETME GAYESİ GÜTMEK durumdan kalmıştır.
Kafasını kaldırdığında ise,
Küresel arenada yıpranmış, uluslararası yaptırımlara uğramış ve OPEC+’ın kendisiyle birlikte diğer lider ülkesi RUSYA’YI BULMUŞTUR.
Unutmayın! Bu iki ülke, yani Suudi Arabistan ve Rusya beraberce dünyanın kullandığı petrolün yüzde 20’sinden fazlasını satmaktadır.
Ağustosta küresel gündemin baş sıralarına oturan BRICS toplantısında Suudi Arabistan’ın bu blok içerisine katılacağının ilanı işte o yüzden sürpriz değildir!
Hatta Rusya ve Suudi Arabistan önderliğinde teşkil edilen Rusya-Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin faaliyetlerinin yakından takip edilmesi gerekmektedir.
Sözün özüne gelelim,
Suudi Arabistan ile Rusya’nın belki geçici belki de kalıcı çıkar ortaklığı, yani KANKALIĞI, Brent Petrolü 90 Dolar üzerine attı.
Nitekim Goldman Sachs, Suudi petrol arzının önceden tahmin edilenden günde 500.000 varil daha az olmasını beklediğini ifade etmiş durumda.
Rusya ayak uydurmasa dahi, tek başına bunun bile petrolün varil başına fiyatına 2 dolar ekleyeceği öngörülüyor.
2024’de ise petrol fiyatının ÜÇ HANEYE ÇIKACAĞINA kesin gözüyle bakılıyor!
ABD ve batı kanadı ne yapacak bilinmez.
Lakin durum eskisi gibi değil!
Karşılarında ciddi bir blok var! BRICS gelişmeleri bunun teyidi niteliğinde.
Hiç şüphesiz ki, OPEC+ kesintilerinin ne denli sertleşeceği petrol fiyatında belirleyici olacak.
Sürprizlere açık bir olgu!
2024’de 100 Doların üzeri kesin,
Lakin ne kadar sertleşir izleyip göreceğiz!
Ve bir NOT: ABD enflasyon verileri açıklandı.
Tabi ki, işin derinine inmeden ve yaşananlara vakıf olmadan çokça ekonomist(?) yorum yaptı.
Petrol fiyatında yaşanan artış ABD tüketici enflasyonunu ateşlese de,
Temel trend istikrarlı şekilde devam ediyor.
Yani ABD enflasyon gidişatında bir belirsizlik yok.
Ayrıca, ABD’nin petrole dayalı enerji sorunu yok.
ABD’ye değil, AB’ye bakın yahu!
Sevgi ve vicdanla kalın.
Doç. Dr. Soner GÖKTEN