Sözcü Gazetesi’nde yer alan habere göre; Merkez Bankası’nın (TCMB) belirlediği politika faizi ile piyasa faizleri arasında bağ tamamen koptuğu gibi ‘arka kapıdan’ kredi faizlerini düşürmeye zorlayan düzenlemeler de ters etki yaratıyor.
TCMB, 10 Mart tarihinde bankalara gönderdiği yazı ile daha önce ticari krediler için devreye aldığı ‘örtülü faiz sınırını’ ihtiyaç kredileri için de uygulamaya başladı. Düzenlemeye göre, menkul kıymet kapsamına girmeyecek en yüksek aylık faizin yüzde 1.37 (yıllık yüzde 18.56) seviyesinde olması gerektiği bildirildi. Ancak bankaları düşük faiz ile menkul kıymet alımı arasında seçim yapmak zorunda bırakan bu düzenleme bir hafta içerisinde faizlerde son 21 yılda görülmemiş bir sıçrama yarattı.
İhtiyaç kredisi faizlerinde artışa giden bankalar, özellikle deprem felaketi sonrası artışa geçen ihtiyaç kredisi kullandırımında da sert bir fren yapmış oldu. Böylece iktidar, seçim öncesi kredi dalgası yaratmak isterken, artan enflasyonun yaratığı alım gücü kaybıyla ihtiyaç kredisine yönelenlerin krediye erişimini zorlaştırmış oldu.
İhtiyaç kredileri hacmi 795 milyar TL’ye çıktı
Merkez Bankası verilerine göre mart ayının ilk haftasına, ihtiyaç kredilerinin ağırlıklı ortalama faizi, temmuzda gördüğü yüzde 35.41 oranındaki son bir yılın zirvesinden yüzde 25.47’e kadar gerilemişti.
10 Mart ile biten haftada yüzde 26.48 olan ortalama ihtiyaç kredisi faizi TCMB’nin faize ‘üst sınır’ getirmesi ile yeniden yükselişe geçti. İhtiyaç kredisi faizleri 17 Mart haftasında 3.8 puan artışla ortalama yüzde 30.35’e yükseldi ve 2002 Nisan ayından bu yana en hızlı tırmanışını kaydetti.
Böylece faizde mevcut seviye, TCMB’nin belirlediği yüzde 18.56’lık üst sınırın yaklaşık yüzde 62 üzerine çıkmış oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haftalık verilerine göre, ihtiyaç kredileri hacmi ise 17 Mart ile biten hafta 2 milyar 79 milyon TL artışla 795 milyar TL’ye çıktı.
Bankalar ticari kredilerde de frene bastı
Merkez Bankası’nın yaptığı düzenlemeye göre, tüketici kredileri için yüzde 18.56 ile yüzde 20.62 arasında bileşik faiz uygulayan bankaların, oluşturdukları yeni kredinin yüzde 20’si değerinde lira cinsinden devlet tahvili alması gerekiyor.
Bankalar krediler için daha yüksek bir faiz oranı uygularsa, almaları gereken devlet tahvili miktarı yarattıkları kredinin yüzde 90’ına eşit oluyor. Daha önce ticari kredi faizleri için uygulanan sınır bankaları ya ucuz faizle kredi vermeye ya da düşük faizle tahvil alıp yine riski artırarak kredi vermek arasında bir seçim yapmaya zorlamıştı.
Bilançolarını riskle doldurmak istemeyen bankalar ticari kredilerde de frene basmıştı.