Ekonomist Murat Kubilay, TVF’nin satın alma hamlesini sozcu.com.tr’ye değerlendirdi.
AKP’nin hatalı bir özelleştirmeyle başlattığı sürecin şeffaf olmayan bir anlaşmayla tamamlandığına dikkat çeken Kubilay, bu hamlenin altında yatan olası nedenlerden birini şu sözlerle anlattı:
Böylece Türk Telekom’un ana hissedarı konumundaki 3 büyük bankanın aktiflerinde yeni krediler verilebilmesi için alan açıldı. Yani bir süredir kamu bankaları üzerinden iteklenmeye çalışılan, Kredi Garanti Fonu (KGF) ile özel bankaların da katılımının sağlandığı kredi finansmanlı büyüme modelinde, yeterince destek alınamayan özel bankaların kredi artışı yapmaları için örtülü destek sağlanmış oldu.”
‘BU FİYAT ANLAŞILABİLİR DEĞİL’
“Buna ek olarak yaklaşık 5 yıl sonraki devir sürecindeki ihtilafları da, muhtemelen TVF kendi çıkarlarından feragat ederek, çözülmüş oldu” diyen Kubilay, belirlenen 1 milyar 650 milyon dolarlık değerlemeye ilişkin şunları söyledi:
“TVF ile LYY arasındaki fiyat pazarlığının nasıl yapıldığı ise belirsiz. Türk Telekom’un yüzde 55’lik hissesinin piyasa değeri yaklaşık 1,3 milyar dolar. Toplu hisse devirlerinde bir miktar prim ödenmesi olağan, ancak devlete zaten devri gerçekleşecek ve bankaların hiç istemediği bir kurumun alımı yapılırken bu ödeme pek anlaşılabilir değil.”
‘BORÇLARI DA KAMUYA AKTARILMIŞ OLDU’
Bir diğer şaşırtıcı noktanın ise 4 yıl önce OTAŞ iflas etmesine rağmen, devrin hızlı bir şekilde şu anda gerçekleşmesi olduğuna işaret eden Kubilay, “Bir ihtimal iktidar değişikliği öncesi tamamlamak istediler. Bu gecikmeli devir Türk Telekom’un geleceğini belirginleştirmek veya gerekli yatırımlar için finansman desteğini sağlamak için gerçekleştiği iddiasını çürütüyor” dedi.
Zaten TVF’nin de güçlü bir sermaye yapısı olmadığı için dış finansman arayışının sürdüğünü hatırlatan Kubilay, “Türk Telekom’un finansal borçları da örtülü olarak büyük ölçüde kamuya aktarılmış oldu” dedi.
HANGİ BANKALARIN ELİNDEYDİ?
Suudi ortaklı Lübnanlı Hariri ailesine ait OTAŞ, özelleştirme için kullandığı kredileri ödemeyerek Türkiye’den çekildi ve alacaklı 32 bankanın kurduğu Levent Yapılandırma Yönetimi A.Ş. (LYY) şirketine Türk Telekom’daki yüzde 55’lik hissesini 2018 yılında devretti.
LYY’de Akbank’ın yüzde 35.6, Garanti Bankası’nın yüzde 22,1, İş Bankası’nın yüzde 11,6, Yapı Kredi’nin yüzde 4,9, Vakıfbank’ın yüzde 4,3, Halkbank’ın yüzde 3,7, Denizbank’ın yüzde 2,6 ve TSKB’nin yüzde 1,6 hissesi bulunuyordu.
Kalan yüzde 15,3’lük hisse de OTAŞ’a kredi veren diğer bankalara aitti.
Son durumda, Türk Telekom’un yüzde 60’lık hissesi TVF’nin, yüzde 25’lik hissesi Hazine’nin oldu. Kalan yüzde 15’lik hisse ise Borsa İstanbul’da işlem görüyor.
TÜRK TELEKOM’UN BORCU NE KADAR?
Türk Telekom’un finansal yapısının bozulmasında, döviz kurlarındaki yükselişle birlikte döviz cinsi kredi yükünün artması olmuştu.
2021 sonu itibarıyla Türk Telekom’un toplam borcu 44,1 milyar TL seviyesinde bulunuyor. Şirketin varlıklarının toplam değeri ise 58,3 milyar TL.
Şirketin 2021’de elde ettiği 5,8 milyar TL’lik net kârın yüzde 55’lik kısmı da LYY’nin sahibi bankalara dağıtılacak.