Bankacılık sektöründe hedefler yeniden yapılıyor. Sektör büyüme hedifni düşürmez iken, şube ve personel sayısı bakımından 2008 yılına dönmeyi planlıyor. 2008’de ne oldu?Bankacılığın 14 yılı bu yazıda.
Türkiye’de bankacılık sektörü için 2007 yılından sonra bir milad başladı. Sektör 2001 krizinde yaşanan daralmayı da fırsat bilerek yeniden büyüme statejine girdi. Çünkü Demirbank, İnterbank, Pamutbank, kentbank ve İktisat Bankası gibi bir çok oyuncu banka bir gecede yok olmuştu.
Gerek İMF gerekse Kemal Derviş yasaları olarak bilinen tedbirlerle Türkiye’de bankacılık sektörü yeniden toparlanmaya başlarken 2001’in aralık ayında 137 bin 495 olan personel sayısını bankalar krizi de bahane ederek 2002’nin aralık ayında 129 bin 332’e ye düşürdü. Bankalar az elemanla çok iş yaptırmayı bu yıllarda keşfetti. 2003 yılında personel kıyımı daha da arttı ve 123 bin 249’a kadar geriledi.
Sektör 2006’ya kadar personel sayısını hep kriz döneminin altında tuttular. Nitekim tarihler 31 aralık 2006’yı gösterdiğinde bankacılık sekötünde çalışan sayısı 134 bin 120 ile halen kriz döneminin bile altındaydı.
Oysa bankaların bilançoları bu süre içerisinde yaklaşık yüzde 300 büyümüştü.
2007 PATLAMA YILI
Bankacılık sektörü artık ciddi anlamda yabancıların kontrolüne 2007 yılında geçti. Bu defa strateji değiştirerek bankacılığın kitabı yeniden yazıldı.
2007 yılında bankalar personel sayısını 6 ayda 11 bin arttırarak bir anda 145 bien 301’e yükselttiler.
Klasik bankacılık dönemi bu tarihde bitti ve bu defa satışa yönelik bir strateji ile adeta sokak bankacılığına yöneldi sektör.
2007 ve 2008 krediye, kredi kartına, konut kredisine aç Türkiye’yi adeta paraya boğan bankalar personel sayısını da zirveye çıkarttı. Sektör bir anda çalışan sayısını 170 bin 425’e yükseltti. Bu trend de Amerikan Merkez Bankası FED’in de katkısı büyük oldu. amerika’dan bedavaya yakın bir faize alınan para Türkiye’de yüksek faizle satılıyordu. Bankalar, dünya bankaları zarar açıklarken bilançolarından adeta kar fışkırıyordu.
TÜKENEN PAZAR
Bankalar için bol para dönemi 5 yıl daha sürdü. Bol para, bol kredi ve dolaysıyla bol kar anlamına geliyordu.
Müşteri adeta kredi almak için kuyruğa giriyordu. Bir bankanın keşfettiği SMS kredi bankaların karlılığının patlamasına neden oldu. Milyonlarca insan hiç ihtiyacı yok iken, tatil, elektronik eşya ve daha bir çok şey için kredi kullandı.
70 milyonluk pazar sektör oyuncularını adeta çılgına çevirdi. Bu çılgınlık personel sayısının da patlamasına neden oldu. Çünkü her personele verilen hedef çok kolay bir şekilde tutuyordu. Bir sonraki hedef iki katı olmasına rağmen o da tutuyordu. Bunu fırsat bilen bankalar “çok personel çok satış”düşüncesiyle banka şubelerini elemanla doldurdular. 2013 yılının sonuna geldiğimizde bankacı sayısı 200 bine ulaşmıştı.
FED İŞİ BOZDU
Fed parasal genişlemeyi bitireceğini açıkladığında tarih 2014’dü. İşte her şey o tarihden sonra bozuldu. Doların yükselmesi bankaların ucuza buldukları paranın maliyetini arttırdı ve karlılık düşmeye başladı. 2014 yılı sektör için küçülme yılı oldu.
Gelelim 2015 yılına.
Bankacılık sektöründe tehlike zilleri çalıyor. Sektör tükenen pazar ve sendikasyon maliyeti nedeniyle hareket kabiliyetini iyice kaybetti. Sektör 2015 yılına küçülme operasyonları ile başladı. 2014 yılında 100’e yakın şube kapanırken 2015 yılında bu sayının çok daha artması bekleniyor.
BANKALARIN 2007 HESABI
Bankacılık uzmanları, sektörde bulunan 200 bin personel sayısının 2014 yılı bilançolarına göre fazla olduğu düşüncesinde birleşiyorlar. 2006 ve 2007 yılında patlayan personel sayısını sektör yeniden o yıllardaki seviyeye çekmeyi planlıyor. Ancak personel sayısının azaltılması bankaların karlılığını ne kadar arttıracağı elbette tartışılır. Ama şube birleştirme ve kapatmalaların maliyette ciddi bir kolaylık sağlayacağı ortada.
Özetle sektör için 2015 yılı ışık görünmeyen bir tünel gibi.
Banka CEO’sunun Evi Neden Yok?
Türkiye’nin gündeminde İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran var. Hakan Aran, Antalya’da gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında kiralardan yakınıyor. Aran, 12.500...