Yapı Kredi Bankası CEO’su Gökhan Erün: Koronavirüs (Covid-19) salgınının olumsuz etkilerine rağmen, bu dönemde doğru stratejimizle konsolide aktif büyüklüğümüzü 492.5 milyar TL’ye yükselttik.
Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Gökhan Erün, Anadolu Ajansı’nın sorularını yanıtladı:
-Bankacılık sektörü yurt içi ve yurt dışı kaynaklı krizlerden hep güçlenerek çıkmayı başarabildi. Covid-19 salgını, sektöre ne gibi bağışıklıklar kazandırdı, bünyeyi nasıl kuvvetlendirdi?
2020 yılında, pandemi nedeniyle küresel çapta daha önce hiç yaşamadığımız kadar zor bir dönemden geçtik. Birçok sektörde iş yapış şekilleri değişti veya yeniden değerlendirildi. Pek çok eski alışkanlığın yerini yenilerine bıraktığı bir süreç yaşandı.
Yılın ikinci çeyreğinde Koronavirüs (Covid-19) vakaları artarken, bu durumun global ekonomik etkilerini de net olarak görmeye başladık. Bu etkileri sınırlamak adına tüm dünyada çeşitli tedbirler alınırken, hayata geçirilen önlemler sayesinde küresel piyasalarda da kısmi bir iyileşmeye şahit olduk. Yılın üçüncü çeyreği ekonomik olarak alınan olağanüstü tedbirler eşliğinde normale dönüşle devam etti. Son çeyrekte yükselen vaka sayılarıyla beraber, şimdi tüm dünyada tekrar sıkı önlemlere geçilen ve bunun etkilerini takip ettiğimiz bir dönemdeyiz.
Ülkemiz ekonomisi de tüm dünya gibi pandeminin olumsuz etkileriyle ikinci çeyrekte sert şekilde daralsa da, yılın üçüncü çeyreğinde ayrışarak güçlü bir iyileşme sürecine girdi. BDDK ve Merkez Bankası gibi düzenleyici kurumlar ve politika yapıcılar ile TBB’nin aldığı tedbirler sayesinde ülkemiz, Koronavirüs (Covid-19) salgınının olumsuz etkilerini kademeli bir şekilde bertaraf etmeye çalışırken, artan ekonomik aktivitesini de sürdürdü.
Tüm sektör olarak, hem ekonomik hem de sosyal alanda aldığımız tedbirlerle salgının olumsuz etkilerini çok doğru bir şekilde yönetebildik, yönetmeye de devam ediyoruz. Bu mücadeleye katkı sağlamak için gerekli tüm aksiyonları alan Türk bankacılık sektörü, kesintisiz bir şekilde faaliyetlerini devam ettirdi ve ihtiyacı olan vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdürdü. Bu dönemde, sektör likidite oranları güçlü seviyelerde korundu. Bilançolarda kredi destek paketleri ve BDDK düzenlemelerinin etkileriyle daha hızlı bir büyüme yaşandı.
Yapı Kredi olarak, biz de uzun zaman önce tüm platformlarımızı ve altyapımızı dijital dönüşüme öncülük edecek şekilde yenilemeye ve insanı merkeze alan teknolojileri üretmeye odaklanmıştık. Bu doğrultuda, Koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle tüm işlemlerin zorunlu olarak dijitale taşındığı döneme çok hazırlıklı girdik. Böylesi bir altyapı hazırlığına sahip olmak bu dönemde bize avantaj sağlarken, müşterilerimize de büyük bir kolaylık sağladı.
Pandemi süreci, doğal olarak, tüm hayatımızı ve alışkanlıklarımızı değiştirdi. Temassız çözümlerin hayatımıza hızlı girişiyle birlikte hepimizin mobil alışkanlıkları, mobil rutinleri oluştu. Bu süreçte her birimiz kendimizi, ailemizi ve hizmet verdiğimiz müşterilerimizi korumak, işlerimizi kesintisiz sürdürmek ve zamanı en doğru şekilde değerlendirmek noktasında gayret gösteriyor ve yeni deneyimler yaşıyoruz. Bankacılık da bu süreçte müşterilerine sunduğu hizmetlerle yeni deneyim ve alışkanlıkları tetikleyen öncü sektörlerden biri. Pandemi öncesinde de müşterilerimiz şube dışı kanallarımızı kullanarak zaten çok sayıda bankacılık işlemini yapabiliyordu. Ancak pandemi süreci bu konuda ciddi bir kaldıraç etkisi yarattı. Önceden şubeye gelerek işlemlerini yapmayı tercih eden müşterilerimizin büyük çoğunluğu birçok bankacılık işlemini artık mobilden, internetten veya müşteri iletişim merkezinden gerçekleştirmeye başladı; bu işlemlerin şube dışı kanallardan daha hızlı, daha kolay yapılabildiğine ikna oldu. Günlük yaşantımızı oldukça kolaylaştıran bu yeni alışkanlıklarımızın bu zorlu süreçten sonra da kalıcı olacağını düşünüyoruz.
Diğer yandan, bu dönemde bankacılık sektörü de var olan çözüm ve servislerini hızlandırdı. Sektörümüzün regülatörleri konumundaki kurumların aldığı öngörülü tedbirler de bu süreçte müşterilerimizin hayatını kolaylaştırmamız adına bize büyük bir destek sağladı. Önümüzdeki dönemde bankaların özellikle dijital kanallar üzerinden sunacağı servis ve hizmetler bu sayede çok daha genişleyerek, artacak.
Zor bir yılı geride bırakıyoruz. Banka olarak yılbaşında koyduğunuz hedeflerinize ulaşabildiniz mi? Kısaca rakamlarla 2020’yi değerlendirir misiniz?
Türkiye’nin en köklü finansal kuruluşlarından biri olmanın verdiği sorumluluk bilinciyle, bu dönemde en büyük önceliğimiz ülkemiz ekonomisini desteklemek oldu. Bu anlayış ile tecrübemizi, sektörümüzün ve ekonomimizin faydası için kullanmaya devam ettik. 2020 yılının ilk 9 ayında ülkemiz ekonomisine 384.4 milyar TL kaynak sağlarken, nakdi kredi hacmimizi 283 milyar TL’ye çıkardık. Koronavirüs (Covid-19) salgınının olumsuz etkilerine rağmen, bu dönemde doğru stratejimizle konsolide aktif büyüklüğümüzü 492.5 milyar TL’ye yükselttik.
Yılın zorlu geçen ilk yarısında, uluslararası piyasalardan 780 milyon dolar sendikasyon ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) 100 milyon dolar olmak üzere toplam 880 milyon dolarlık kaynak sağladık. 18 ülkeden, 38 bankanın katılımı ile iki ayrı döviz cinsinden sağladığımız sendikasyon kredisini, ihracatın finansmanı için kullandık. EBRD ile imzalanan sözleşme kapsamında elde edilen 367 gün vadeli 100 milyon doları ise küçük ve orta ölçekli işletmelerin kısa vadeli likidite ihtiyaçlarına tahsis ettik.
Ülkemiz ekonomisine olan desteğimizi yılın ikinci yarısında da sürdürdük ve dış ticaretin finansmanının desteklenmesi adına yılın ikinci yarısında 21 ülkeden 39 bankanın katılımı ile 855 milyon dolar seviyesinde bir sendikasyon kredisi daha sağladık. Böylece, yılın tamamında uluslararası piyasalardan elde ettiğimiz toplam 1 milyar 825 milyon dolarlık kaynakla hem ülkemiz ekonomisine hem de Yapı Kredi’ye uluslararası alanda duyulan güveni bir kez daha tescillemiş olduk.
Yapı Kredi olarak, ekonominin lokomotifi KOBİ’lerin ülke ekonomisinde son derece önemli bir yere sahip olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz. KOBİ bankacılığı bizim için her zaman stratejik öneme sahip bir alan. Bu dönemde World Business kartımız ile KOBİ’lere özel ayrıcalıklar sunmaya devam ettik. Kredilerde de olduğu gibi World Business kart sahibi müşterilerimizin talepleri doğrultusunda asgari ödeme oranlarını sıfırladık. KOBİ’lere özel Worldpuan kampanyaları ve gıdadan beyaz eşyaya kadar birçok sektörde sunduğumuz ek taksit ve öteleme fırsatları ile KOBİ’lerimizin yanında olduk. Yine bu yıl, Yapı Kredi Leasing ile birlikte hayata geçirdiğimiz ve sektörde bir ilk olan World Lease ürünümüzle de müşterilerimize World kartlarla leasing taksitlerini ödeme, peşinatlarını ve alımlarını taksitlendirme imkânı sağladık.
Ülkemizin en büyük üçüncü özel bankası olarak, bu yıl da “Hizmette Sınır Yoktur” anlayışımızla teknolojiyi, insanı merkeze alan bir yaklaşımla hem müşterilerimiz hem de çalışanlarımızın hayatına değer katacak bir şekilde kullandık. Salgının görüldüğü ilk günlerden itibaren müşterilerimizi bankacılık işlemlerini yapmaları için Yapı Kredi Mobil, Yapı Kredi Internet Şubesi ve Yapı Kredi Müşteri İletişim Merkezi’ne yönlendirdik. Müşterilerimizin ve çalışanlarımızın sağlığı için ürün onay ve evrak işlemlerinin şubeye gelmeden uzaktan gerçekleştirilmesini sağlayacak geliştirmeleri çok kısa bir sürede hayata geçirdik. Müşterilerimizin kredi kartı başvurularını World Mobil, Yapı Kredi Mobil, İnternet Şubesi ve Müşteri İletişim Merkezi’nden gerçekleştirdiklerinde sözleşme ilişkisinin mesafeli olarak kurulabilmesi için geliştirmelerimizi de tamamladık. Bu geliştirmelerle birlikte kartı fiziksel olarak ulaşılmasını beklemeden, hemen kullanılabilir hale getirdik. Başvuru esnasında ya da başvurudan sonra oluşturulan dijital kartların internetten alışverişlerde ve QR kod ile ödemelerde kullanılabilmesini sağladık.
Mobil aktif müşteri adedimizde, 2020 yılının ilk 9 ayında yüzde 13, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 20 oranında bir artış sağladık. Pandemi öncesinde dijital bankacılıkla tanışmamış müşterilerimizin yüzde 12’si bu dönemde dijital bankacılık kanallarını kullanmaya başladı. Bununla birlikte, 2020’nin ilk 9 aylık sürecinde yeni hizmet modelimiz “Görüntülü İşlem Asistanları” aracılığı ile yeni müşteri kazanım oranımız 2 katından fazla artış gösterdi. Müşteri İletişim Merkezimize gelen çağrılarda ise pandemi öncesi döneme kıyasla yüzde 22’lik artış yaşandı.
Pandemi öncesi dönemle kıyasladığımızda bu dönemde kredi kartıyla yapılan temassız ödemeler 4 katına yükseldi ve kredi kartı müşterilerimiz her 3 fiziki satın alma işleminden 2’sini temassız olarak gerçekleştirdi. Türkiye’yi kredi kartıyla tanıştıran ilk banka olarak temassız ödemeler uzun yıllardır yatırım yaptığımız ve üzerinde çalıştığımız bir alan. Kredi kartı temassız işlem adedi ve cirosunda da sektördeki liderliğimizi sürdürüyoruz. Koronavirüs (Covid-19) pandemisinin etkisiyle internetten alışverişte büyük bir artış yaşandı. Pandemi öncesi dönemle Kasım ayı verileri karşılaştırıldığında e-ticaret alışveriş ciromuzda yüzde 72 oranında bir büyüme gerçekleşti.
World Pay’in sunduğu çözümler sayesinde müşterilerimiz cep telefonları ile “Mobil Ödeme” ve “POS’ta QR Kod ile Ödeme” özelliğini kullanarak POS’a temas etmeden ödemelerini veya Opet istasyonlarında araçlarından inmeden akaryakıt ödemelerini gerçekleştirebildi. 2020 yılında, World Pay çözümleri ile gerçekleştirilen aylık ödeme adetleri önceki yıla göre yaklaşık 3 kat artış gösterdi. Bu işlemlerin yüzde 56’sı World Mobil üzerinden gerçekleşirken World Mobil üzerinden gerçekleştirilen World Pay işlemleri bir önceki yıla kıyasla 2,5 katına çıktı.
‘Sürdürülebilirlik her zaman odağımızda’
Pandemi süreci bir kez daha bizlere dünya düzeninin ne denli hassas ve değişebilir olduğunu gösterdi. Tüm belirsizliklerin içerisinde ekonomi, toplum ve çevrenin birbirine bağlı, birbirinden doğrudan etkilenen ayrılmaz unsurlar olduğunu da deneyimlemiş olduk. Topluma değer katma vizyonumuzla Yapı Kredi olarak kurumların çevre ile uyumlu, toplumun beklentilerini dikkate alan ve gelecek kuşakların ihtiyaçlarını gözeten bir konumda olması gerektiğine yürekten inanıyoruz. Bu nedenle Türkiye’nin ‘sınırları kaldıran’ bankası olarak, sektördeki öncü, güçlü konumumuzu ve sorumlu büyüme anlayışımızı sürdürülebilirlik alanına daha da yoğunlaştırdık. 2020 yılı Ocak ayında ilk yeşil tahvil ihracımızı Uluslararası Sermaye Piyasaları Birliği’nin (International Capital Market Association-ICMA) Yeşil Tahvil Prensipleri ile uyumlu bir şekilde gerçekleştirdik. Tahvil kaynaklarını yenilenebilir enerji projelerinde kullandırarak Türkiye’nin düşük karbon ekonomisine geçişine olan desteğimizi sürdürdük.
Çevresel ve sosyal etkilerin yönetilmesinde finans sektörüne düşen sorumluluğun bilincinde bir kurum olarak dünyanın en büyük çevresel raporlama kuruluşu olan Karbon Saydamlık Projesi’ne (CDP) yaptığımız raporlamayla CDP Türkiye 2019 Su Liderleri arasındaydık. 2020 yılında da CDP İklim Değişikliği’nden B, CDP Su Güvenliği’nden ise A- notunu alarak bu yıl da CDP Su Güvenliği programı liderlik bandındaki yerimizi koruduk. Sürdürülebilirlik yönetiminde gösterdiğimiz yüksek performansımızla Borsa İstanbul (BIST) Sürdürülebilirlik Endeksi ve Londra Borsası’na bağlı küresel endeks sağlayıcısı FTSE Russel’ın şirketlerin çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim performanslarını ölçen FTSE4Good Gelişmekte Olan Piyasalar Endeksi’nde bu yıl da yer almayı sürdürdük. Tüm paydaşlarımız için uzun dönemli değer yaratma modelini içeren ilk Entegre Raporumuzu da yine 2020 yılında yayımladık. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın çalışan istihdamı konusunda öncü rolümüzü de devam ettirdik. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) önderliğinde, Dünya Bankası teknik desteğiyle geliştirilen Fırsat Eşitliği Sertifikası’nı da (FEM) almaya hak kazandık.
2021 yılı hedefleriniz nedir? En iyi en kötü senaryoya göre 2021 projeksiyonlarınız nasıl?
Yeni dönemin, fiziksel dünyadaki işlemlerin dijitale taşınmaya devam edeceği bir dönem olacağını düşünüyoruz. Bu yeni dönemde de “Hizmette Sınır Yoktur” anlayışımız ve sürekli olarak geliştirdiğimiz dijital altyapımızla mevcut koşullara hızlıca ayak uydurarak sektöre öncülük etmeye, müşterilerimizin beklentilerini karşılamaya devam edeceğiz.
Bu amaçla, insanı merkeze alan teknolojilerle hayatı kolaylaştırmak ve değer katmak en büyük önceliklerimiz arasında. Müşterilerimize verdiğimiz kesintisiz hizmeti sürdürmek adına hem şubelerimizde hem de dijital kanallarımızda uzaktan hizmet vermeye olanak sağlayan çok daha fazla yeniliği hayata geçirdik ve geçirmeye devam edeceğiz. Müşteri deneyimini iyileştiren akıllı çözümler, hizmet sürelerini iyileştiren uygulamalar, destek servisleri; yapay zekâ, makine öğrenmesi, doğal dil işleme, derin öğrenme, bilgisayarlı görü ve robotik yöntemlerin kullanıldığı teknolojiler yine gündemimizde olacak. Blockchain, giyilebilir teknolojiler ve büyük veri üzerine yetkinliklerimizi de artırarak sürdüreceğiz. Ayrıca, finansal teknoloji dünyasında fark yaratacağına inandığımız kapsamlı API’lar yayınlamaya devam ederek, yenilikçi fikirlerin gerçeğe dönüşmesine katkı sağlayacağız.
Elbette, hizmet sunduğumuz her segmentte müşterilerimizin deneyimini zenginleştirme ve büyüme hedefimiz var. Bununla birlikte, önümüzdeki dönemde de ülkemizin belkemiği olan KOBİ’lerimize sağladığımız finansal desteği artırarak hem firmalara hem de faaliyet gösterdikleri sektörlere en iyi şekilde katkı sağlamayı ve çözümler üretmeyi hedefliyoruz. Kartlı ödeme sistemlerinin bir numaralı markası World ile 32 yıla dayanan tarihsel liderliğimizi sürdürmek adına da var gücümüzle çalışacağız. Ödeme sistemleri alanındaki öncü konumumuzu önümüzdeki dönemde daha da kuvvetlendireceğiz.
Özetle, Türkiye’nin ilk özel bankası olarak, ülkemiz ekonomisine ve milletimize sınırsız hizmet sunmak için her alanda var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Dijitalleşme sektörde oyunun kurallarını nasıl değiştirdi? 2021 trendleri neler olacak?
Dijitalleşme, tüm dünyada sektörlerin iş yapış şekillerini ve müşteri beklentilerini değiştiriyor. Artık tüketiciler, diledikleri bankacılık hizmetine, diledikleri zaman ve mekânda en hızlı ve en konforlu şekilde ulaşmayı talep ediyor. Müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmak isteyen kurumlar için dijitalin sağladığı deneyim ve kişiselleştirme olanaklarından faydalanmak da bu açıdan büyük önem taşıyor.
Her alanda olduğu gibi, dijital dönüşümde de odağımızda daima müşterilerimizi görüyoruz. Müşterilerimizin deneyimine net fayda sağlayan teknolojik gelişmeleri uygulamaya alıyoruz. Dolayısıyla, bu projelerimizin merkezinde yine müşterilerimizin istek ve ihtiyaçları bulunuyor.
Sadece bankacılık ürünleri ve ödemelerle sınırlı kalmayıp, geleceğin bankacılığını da bugünden inşa ediyoruz. Önümüzdeki dönemde de müşterilerimizin ihtiyaçlarını en doğru şekilde anlayıp, dijital bankacılık alanında öncü konumumuzu sürdürerek, yeni teknolojileri en kullanışlı şekilde müşterilerimizin hizmetine sunmaya devam edeceğiz. Bu alandaki stratejimiz doğrultusunda sektöre sunduğumuz teknolojilerle bankacılığı ileri taşırken, müşteri deneyimini zenginleştirmeyi sürdüreceğiz.
Cumhurbaşkanının “ekonomide yeni dönem” açıklamalarından bankacılık sektörü neler bekliyor? 2021 ve sonrası yıllar için Türkiye’nin yeni hikayesi ne olmalı?
Koronavirüs (Covid-19) salgınının ekonomik etkilerini en aza indirmeye yönelik atılan adımlar sayesinde yılın üçüncü çeyreğinde ülkemiz ekonomisi V tipi bir toparlanma göstermeye başladı. Normalleşmeye yönelik atılan kademeli adımlar sayesinde de dengelenme sürecine geçiş yapıldı.
Özellikle son dönemde, düzenleyici kurumlar ve politika yapıcıları tarafından normalleşme adına atılan adımlar, alınan kararlar ve sektör temsilcileriyle diyalog halinde titizlikle yürütülen süreç, ülkemizde dengelenme ve ekonomik istikrar adına büyük katkılar sağlıyor. Piyasa dinamikleri açısından sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde devam edeceğini düşündüğümüz bu süreçle birlikte, ülkemizin pandeminin ekonomik etkilerini üzerinden hızla atacağına ve ekonomik istikrarın önümüzdeki dönemde daha da güçleneceğine inanıyoruz. Ekonomik ve finansal olarak zorlu geçen bir yılda, çarkların dönmesi için önemli rol üstlenen bankacılık sektörünün, bu süreçte de üstüne düşen görevi aynı sorumluluk bilinciyle yerine getirmeye devam edeceğini düşünüyoruz.
Bununla birlikte, uygulanmaya başlanan Koronavirüs (Covid-19) aşısının da etkisiyle, küresel ekonomideki normalleşmenin, gelişmekte olan ülkeler adına olumlu bir etki yapacağına ve ülkemizin de bu süreçte çok daha iyi bir performans göstereceğine inanıyoruz.
Yapı Kredi olarak biz de; 2021 yılı ve sonrasında ‘Hizmette Sınır Yoktur’ anlayışımızla ülkemizin her alanda yanında olmaya devam edeceğiz. 76 yıldır genlerimize işleyen müşteri odaklı hizmet ve toplumsal sorumluluk anlayışımızla ülkemize ve toplumumuza katkı sağlamayı sürdüreceğiz. Ekonomik, toplumsal ve sosyal alanlarda gerçekleştireceğimiz çalışmalarla pandeminin olumsuz etkilerini azaltmaya ve sınırları kaldırmaya devam edeceğiz.
Banka CEO’sunun Evi Neden Yok?
Türkiye’nin gündeminde İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran var. Hakan Aran, Antalya’da gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında kiralardan yakınıyor. Aran, 12.500...