Sandık görevlileri olduğu için İstanbul seçiminin iptaline neden olan o bankacılar konuştu:
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 31 Mart’ta yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini, bazı sandık kurullarında, kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanı ve üyelerin görev yaptığı gerekçesiyle iptal etti.
YSK’nın ilk açıklamasında, “Bazı sandık kurullarının kanuna aykırı oluşturulduğu, bu hususun da seçim sonuçlarına müessir olması nedeniyle seçimin iptal edildiği, kanuna aykırı görevlendirme yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunulacağı” belirtildi.
Peki kamu görevlisi olmayan kişiler, nasıl bir süreçten geçerek sandık kurulu başkanı ve üyesi oldu? Üzerlerinden dönen tartışmalara nasıl bakıyorlar?
BBC Türkçe’den Mahmut Hamsici, bu kişilerden bazılarıyla görüştü. Konuşan kişiler dikkat çeken sözler sarf ederken, konuşanların talepleri doğrultusunda isimleri ve çalıştıkları kurumların bilgisi yayımlanmadı.
İşte YSK’nın seçime bahane yaptığı kişilerin o konuşması:
“ÇALIŞTIĞIM BANKANIN İNSAN KAYNAKLARI BÖLÜMÜ GÖREVLENDİRME İÇİN E-MAİL GÖNDERDİ”
(Özel bir bankanın çalışanı)
Ben özel bir bankanın genel müdürlüğünde çalışıyorum. İşyerim İstanbul Avrupa yakasında ve yine aynı yakada ikamet ediyorum. Bize seçimden yaklaşık bir, iki hafta önce insan kaynakları departmanından bir mail geldi. Ekte görevlendirme yazısının PDF dokümanı vardı. Böyle bir görevlendirme olduğu, bununla ilgili olarak görevlendirme kağıtlarının asıllarını insan kaynakları departmanından almamız gerektiği söylendi. Açıkçası benim böyle bir talebim de olmamıştı.
Benim çalıştığım bölümde çevremde başka arkadaşlara da böyle bir mail geldi. Biz de açıkçası “Görev almak istemiyoruz, gidip bunu dile getirelim” dedik. İnsan kaynaklarıyla görüştüğümüzde, bize ilçe seçim kurulunun mazeret kabul etmediğini, ancak o tarihlerde alınmış yurtdışına bir bilet varsa veya ciddi bir rahatsızlık söz konusuysa bunu kabul ettiklerini, YSK’dan bankaya yaklaşık 90 kişilik liste gönderildiğini, bu kişilerin bu görevi yapmaması durumunda cezai yaptırımının olacağı cevabı verildi.
Hatta bir arkadaş biraz uğraştı ve ona, “Yerine birini bulabiliyorsan, ilçe seçim kuruluna gidip onlara kabul ettirebilirsen yerine geçecek kişi bu görevi yapabilir” dediler. O bayağı uğraştı, bankadan başka birini de buldu ve bunu yaptı. O değişikliği biz yapamadık.
Biz sonra insan kaynakları bölümüne gidip o PDF çıktılarıyla görev kağıtlarının asıllarını aldık. İlçe seçim kuruluna hiç gitmedik, kimliğimizi gösterip belgelerimizi kurum içinden aldık. Seçimden önceki Çarşamba günü yarım gün eğitim aldık. Bir sandık kurulu başkanı bir de memur üye oluyor. Ben memur üyeydim. Sandık kurulu başkanları daha çok kamu görevlisi öğretmenlerdi. Ama eğitim gördüğümüz yerde bir salon dolusu insan vardı ve bankalardan tanıdığım çok fazla yüz vardı.
Ben banka adına ilk kez seçim görevlisi oldum ama benim birlikte görev aldığım arkadaşlarımdan, “Ben üçüncü, dördüncü kez gidiyorum” diyen arkadaşlarım da vardı. Bu zaten uygulanan bir şey, gizli kapaklı da değil.
Seçim günü çok sorunsuz geçti. Hiçbir aksaklık yaşanmadı. Seçimden birkaç gün sonra “sandıklarda kumpaslar kuruldu, kamu görevlisi olmayan kişiler görevlendirildi” haberleri çıkmaya başladı. Biz bankada, bizim katta sandıkta görev alan diğer arkadaşlarla karşılaştığımızda bununla ilgili geyik yapıyorduk. Ama sonrasındaki açıklamalardan dolayı hedef kitle haline gelmişiz gibi bir durum oldu. Sonuçta bu seçim süreci uzadıkça rahatsız etmeye başladı.
Sonrasında bize herhangi bir soruşturmayla ilgili bilgi verilmedi. O soruşturmaların bize kadar gelme ihtimali bize çok anlamlı gelmiyor. Bizim yaptığımız bir usulsüzlük yok, zaten işin içinde insan kaynakları var, YSK, ilçe seçim kurulları var. Arada çok büyük bankaların insan kaynakları var.
Banka CEO’sunun Evi Neden Yok?
Türkiye’nin gündeminde İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran var. Hakan Aran, Antalya’da gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında kiralardan yakınıyor. Aran, 12.500...