Bankacılar farkında bile olmadan, ruhları bile duymadan belki de Türkiye siyasi tarihini değiştirecek bir kararın baş sorumlusu olarak kayıtlara geçtiler.
Bankacılık bankacılık olalı böylesini görmemişti. Bankacılar bankacı olalı böylesini duymamıştı. İlk duyduğumda ben de kulaklarıma inanamadım doğrusu.
Bu kadar da olmaz dedim.
Yok artık, bunu söylememişler, bunu kastetmemişlerdir diye düşündüm . Ama gelinen noktada gördük ki olayın sonuçları sandığımızdan da ciddi.
Bankacılar farkında bile olmadan, ruhları bile duymadan belki de Türkiye siyasi tarihini değiştirecek bir kararın baş sorumlusu olarak kayıtlara geçtiler.
Tüm Türkiye ve hatta dünya tarafından merakla takip edilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan’ı seçimi düğümü bankacıların da dahil olduğu “ seçimde kamu görevlisi olmayan sandık sorumlularının görev aldığı “ gerekçesiyle iptal edildi. Cumhurbaşkanı iptalden önceki bir konuşmasında ” İnanabiliyor musunuz, özel bankalarda çalışan işçilere sandıklarda görev vermişler, olacak iş değil.. Hadi idari makamlar görev verdi peki siz niye itiraz etmediniz, bu hukuksuzluğa alet oldunuz… Çok şaibeli bir durum.. ” diyerek bahsediyordu bankacılardan . Anlayacağınız sözde şaibeli seçimde de kabak yine bankacıların başına patladı . Kim bilir kaçı ifade için çağrıldı, araştırıldı, soruşturuldu. Bankacılar seçimde de mobbingten kurtulamadı.
YILLARDIR VAR
Yıllardır süregelen bir uygulama. Emir büyük yerden der itirazsız gider bu tür görevlere bankacılar. Yaptıkları iş gereği kanun, nizam, hesap, kitap bilir, güvenilirdir diye düşünülür. Yoksa hangi bankacı yoğun mesai ile geçen bir haftanın sonunda sabah erken saatlerde başlayıp akşam geç saatlerde bitecek bir seçim organizasyonunda görev almaya can atar ? Muhtemelen ertesi gün de izinli sayılmamışlardır üstelik. O yorgunlukla gelip mesaiye devam etmişlerdir.
Sonuçta gelinen noktada bankacıların da görevli olduğu sandık sonuçları “ şaibeli” bulundu . Organize bir usulsüzlük var mı diye de tartışmaya açıldı.
Özel sektör Bankacıları ve ” organize olma” sözleri daha önce hiç bir arada kullanılmamıştır herhalde. Sektörü az çok bilen herkesin farkında olduğu gibi , her özel sektör bankacısı olsa olsa en fazla ya halı saha maçı için organize olur ya da yıl sonu motivasyon yemekleri için. Bunlar dışında organize olacağı herhangi bir işe bulaşmaz. Bir toplantıda İki kişi yan yana oturup fısıldaşarak konuşsa göze batar. Üç beş müdür bir araya gelip yemeğe gidecek olsa ” ne konuştular acaba ?” diye merak konusu olur. Mümkünse yanlarına bölge satıştan birileri eklenir. Haberler kulaktan kulağa itina ile taşınır. Bunları defalarca tecrübe etmiş bankacılar artık tamamen yalnızlaşmış, bireyselleşmiş, kendi bacağından asılacağını bilen her koyun gibi kendi işine bakmayı, etliye sütlüye karışmamayı öğrenmiş, apolitize, depolitize, gizli asosyal bir yaşam sürmeyi benimsemiştir.
Diyeceğim o ki bu seçimde en büyük “haksızlık” bankacılara yapılmıştır. Bankacılara her şeyi diyebilirsiniz. Pragmatist, egoist, narsist, vurdumduymaz, psikopat, bencil, ruhsuz vs… Ama organize işlere bulaştılar, bile bile şaibeli işler yaptılar diyemezsiniz.
Kim ne derse desin, herkes inanmak istediğine inanır. Ben bankacıların ” organize işlerle işi olmadığına” inananlardanım. Keşke kendi mesleki hakları , çıkarları , sorunları için ” organize ” olabilselerdi ama o bile mümkün değilken … Seçimler için organize işler mi ?! Bana göre “ imkansız”.
Özel bankalarda çalışan ” işçi” statüsündeki Bankacılar eğer gerçekten organize olabilseler öncelikle kendi ” sendika ” seçimleri için organize olurlardı örneğin . Yıpranma payı talepleri için organize olurlardı bugüne kadar çoktan. Yüzbinlerce emeklisi tüm emeklilere ödenip de kendilerine ödenmeyen “ Bayram ikramiyeleri “ için organize olurlardı. Gölge yönetimlerin etkisindeki çeşitli derneklerine sahip çıkmak için organize olurlardı. Ülkenin ve milletin çıkarına olmayan, yabancı sermayelere hizmet eden ürün ve satış politikalarına itiraz için organize olurlardı. Olmadılar, olamazlar. Bankacıların ” organize iş yapabilme “ sinirleri alınmıştır. Onların çoğu kendilerine ” yuva” olarak gördükleri kafeslerden aşağı atıldıktan sonra bile uçamayan kanadı kırık kuşlardır. Üzgünüm ama gerçek bu.
Hazır bu süreçte tüm gözler bankacılara dönmüşken, biraz da bankacıların iş hayatında yaşadığı sorunlar gündeme gelseydi keşke. Yıllardır bankacıları görmeyen, duymayan makamlar birden bankacıları farketmişken bankacılar tarafından en çok şikayet edilen mobbing , sendikasızlaştırma, emeklilere ödenmeyen bayram ikramiyeleri , zorla sattırılan sigortalar, hedef baskısı , haksız işten çıkarmalar vs. konularını da görebilseydi… İyi olurdu.
Ne demişler , her şer’de bir hayır vardır. Bakalım bu işten bankacılar için hayırlı bir sonuç çıkacak mı ? Yoksa bankacılar ” güvenilmez, itibarsız, organize işler çevirerek seçim sabote eden ” kişiler olarak kayıtlara geçip kalacak mı ?!
Banka CEO’sunun Evi Neden Yok?
Türkiye’nin gündeminde İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran var. Hakan Aran, Antalya’da gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında kiralardan yakınıyor. Aran, 12.500...