Hanife Serter, güzel bir hikaye yazdı.Mobbinge uğrayan botokslu zavallı bir banka patronunun başına gelenler. Bu hikayeyi okurken sizde ah vah diyeceksiniz.
İstanbul’un finans merkezindeki lüks bir kafede bir beyaz yakalı başka bir beyaz yakalı arkadaşına dert yanıyor…
Üzüntüden omuzları düşmüş, boynunu bir yana bükmüş, gözleri uzaklara dalmış bir halde anlatıyor :
– Ahh ah.. İşte böyle arkadaşım, benim botokslu güzel patronumu Cibuti‘ye kaçırdılar sonunda. Bankacılıktan soğuttular koca aileyi. Olacak iş mi ? Yıllardır bu sektöre yatırım yapmış, iş vermiş, emek vermiş, herkesin her ihtiyacına yetmiş bir kurumdan bahsediyoruz . Neymiş efendim sermayesi yetersizmiş , arttırmalıymış, kredi faizleri yüksekmiş, düşürmeliymiş , can suyu vereceklermiş piyasaya katılmalıymış.. Mesaj üstüne mesaj, mail üstüne mail attılar. Resmen mobbing yaptılar patronuma. Bak bezdirdiler sonunda işte, dayanamadı, çoluğu çocuğu da alıp Cubuti vatandaşlığına geçti o da . Bunun böyle olacağı belliydi ama… O batan ilk büyük krediyi verirken daha belliydi bu işin sonunun iyi gelmeyeceği. Ben dedim ama dinletemedim . En karlı sektör, en iyi yatırım dediler, arkası sağlam bir şey olmaz diye düşündüler ama evdeki hesap çarşıya uymadı, atı alan Üsküdar’ı geçti bak. Biz kaldık yine yaya. İşlerin de tadı kaçtı böyle olunca. Robotlar geldi diye üzülürken patronumuzdan da olduk iyi mi ? Bu finans mahallesindeki baskıyı bilirsin. Dedikodu üstüne dedikodu yayılır. Rahat bırakmazlar insanı. Yok Çinlilere satacaklarmış, yok yeni ortak bulacaklarmış… Torba değil ki büzesin. Bir kere dillere düşmeye gör. Bu da mobbingin başka bir çeşidi işte. Gördün mü bak, zorla kaçırdılar benim botokslu patronumu . Oysa yeteceği çok şey vardı daha. Bizim zamlar da yalan oldu bu yıl. Performanstan da payımızı alamayacağız bu gidişle. Kadroları da azaltıp duruyorlar zaten. Kapının önüne koymazlarsa razıyız . Yeni bir ürün önerdim geçenlerde. Onun hatrına bir yıl daha gönderemezler beni. Lansmanıydı, hedefiydi, sonucuydu derken bir yılı daha kurtarırız , seneye Allah kerim. Ahh patronum ah.. Gitmese iyiydi. Bu arada sizin bankada mevduat faizleri kaç bu ara ? Bizimki çok düşük kalıyor biliyorsun, benim birikimler hep başka bankalarda…Internet şubeleri de iyi onların . Personeli de arar durur sağolsun bir ihtiyacınız var mı diye. Maaşlar da gizli bizim, gününde yaparım EFT’mi kimse görmesin, bilmesin. Gizlilik çok önemli bizde. Geçenlerde yine yeni danışmanlar geldi. Danışmadan iş yapmaz bizimkiler. Akıl almayı pek severler, herşeyden kısarlar ama akıl alırken kesenin ağzını iyice açarlar. Onlar da öyle söyledi…Yeni danışmanlar yani. İçine doğru bir göçme varmış kurumda. Moraller bozukmuş, bağlılık düşükmüş, huzurlar kaçıkmış … Nerden uyduruyorlarsa . Neyse bırakalım bunları şimdi … Sizin kurumda İşler nasıl ? Patronlarla aran iyi mi ? Açık bir pozisyon olursa haberim olsun… Sen yabancı değilsin. Laf aramızda kalsın, iyi bir iş bulursam arkama bakmadan geçerim, yeter artık burda bu kadar… Yapacağımızı yaptık bu patronlar için. Biraz da başka kurumlar faydalansın bu eşsiz zekadan değil mi ama ?!!
Hadi içelim…”
Banka CEO’sunun Evi Neden Yok?
Türkiye’nin gündeminde İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran var. Hakan Aran, Antalya’da gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında kiralardan yakınıyor. Aran, 12.500...