Daha önce su olmadığı için Güneydoğu Anadolu Bölgesi”nde yetişmeyen pamuk, devletin GAP”a sağladığı sulama yatırımları sayesinde son 20 yılda bölgenin en gözde ürünü oldu.
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) sayesinde pamukta Türkiye”nin toplam üretiminin yüzde 70”ini tedarik eden Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ülke ekonomisine ciddi katkı sağlıyor.
Türkiye”nin toplam sulanabilir arazisinin 5”te birinin bulunduğu bölge illerinde, son yıllarda hızla sulamaya açılan ovalar sayesinde 500 bin hektarı aşan verimli arazi, suyla buluşturuldu. Halen devam eden şebeke içi sulamaların tamamlanmasıyla gelecek yıl bölgedeki sulanabilen arazi 2 kat artırılarak 1 milyon hektara ulaşması planlanıyor.
Dünyanın en prestijli kalkınma hamlelerinden biri olan GAP”ın sulama yatırımları sayesinde kurak ve sıcak iklime sahip bölgedeki kurak topraklar ihya ediliyor. Daha önce bölge Güneydoğu illerinde yetişmeyen pamuk, son 20 yıldaki sulamalar dolayısıyla bölge çiftçisinin en gözde ürünü oldu.
Pamuk, tekstil, sanayi ve hayvancılık sektörünün vazgeçilmez ham maddesi olduğu için Türkiye”nin en önemli stratejik ürünlerinin başında yer alıyor. Artan devlet desteği, sulanan arazinin çoğalması ve çiftçinin üründen sağladığı kazancın da her geçen gün iyileşmesiyle her yıl daha fazla alanda üretim yapılıyor.
Daha önce Çukurova”ya pamuk toplamak için kamyonların üstünde yolculuk yapmak zorunda kalan binlerce tarım işçisi, artık kendi doğup büyüdüğü topraklarında hasat imkanı buluyor.
Ülkenin toplam pamuk üretiminin yaklaşık yarısını tek başına karşılayan Şanlıurfa”da hasadı süren ve bu yıl 1,5 milyon ton rekolte beklenen pamukta ürün toplama çalışmaları tüm hızla devam ediyor.
"Sulamayla üretim yaygınlaştı"
GAP Bölge Kalkınma İdaresi (BKİ) Başkanı Sadrettin Karahocagil, GAP sayesinde bölge illerine yapılan devasa yatırımların her alanda kendini belli ettiğini söyledi.
Projenin temel hedeflerinin başında sulamanın geldiğini hatırlatan Karahocagil, suyla buluşturulan bereketli topraklardaki verimin ise çiftçiyi, doğal olarak da devleti sevindirdiğini ifade etti.
GAP öncesi bölgede geliri daha düşük olan kuru tarımın yapıldığını ve 2 yılda 1 mahsulün alındığını belirten Karahocagil, sulu tarıma geçilmesiyle 2 yılda katma değeri yüksek 5 ürünün alınabildiğine dikkat çekti.
Karahocagil, bölgede pamuk üretim alanlarının hızla arttığını aktararak, şöyle devam etti:
"Bölgemiz daha önce kuru tarımla, buğday, arpa ve mercimek üreticisi olan bir bölgeydi. Şimdi ciddi bir pamuk üreticisi bir bölgeye dönüştü. Pamuk, Türkiye için stratejik öneme sahip katma değeri yüksek bir üründür. Hemen hemen de her şeyinden faydalanılan çok yönlü bir mahsul olma özelliğindedir. Türkiye”nin hem tekstilde hem de yağlı tohumda pamuğa ihtiyacı var. Bunun için de bu bölgede üretilen pamuğun ülke ekonomisine ciddi bir katkısı var. Yine bu ana unsurların yanı sıra pamuk aynı zamanda bir sanayi ürünüdür. Önceki yıllarda sulama olmadığından bölgede pamuk üretimi yoktu. Sulamayla beraber üretim yaygınlaştı. Bugün Türkiye, toplam 800 bin ton civarında pamuk üretiyor ve bunun yüzde 70”i ise bu bölgeden sağlanıyor. Çok ciddi bir gelirde pamuk aracılığıyla bölgeye aktarılıyor."
"2 yılda 50 bin hektar arttı"
Harran Üniversitesi (HRÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu da, Türkiye”nin tekstilde dünyada iddialı ülkeler arasında bulunduğunu ve sektörün ham maddesinin ise pamuk olduğunu söyledi.
Pamuğun veriminin ve üretiminin tamamen sulamayla doğru orantılı olduğunu ifade eden Çullu, daha önce Çukurova ile özdeşleşen pamuğun son yıllarda daha çok GAP ile özdeşleştirildiğine dikkat çekti.
Çullu, Tarım ve Orman Bakanlığının bu yıl kilo başına 90 kuruş destekleme ödemesi yaptığını dile getirerek, ürünün kilogram fiyatının ise 3 liranın üzerinde satıldığını kaydetti.
Pamuk ekilen arazinin her yıl arttığını vurgulayan Çullu, şöyle devam etti:
"Özellikle son 3 yılda pamuk bitkisine verilen devlet desteği, dünyadaki pamuk ihtiyacı, pamuğun satışındaki fiyatındaki yükselme üründe üretim artışını sağladı. Harran Ovası”nda 2017-2018 üretim sezonunda ovanın hemen hemen yüzde 95”i pamuk üretim alanına dönüştü. Geçmiş 20 yıla bakılacak olursak pamuk ekim alanlarında çok ciddi bir artış var. Örneğin Şanlıurfa”da, 2 yıl önce 200 bin hektar üretim alanı varken bu yıl 250 bin hektarda üretim bekliyoruz. Bu, ciddi bir artıştır. Bu yıl havaların sıcak gitmesi pamuk bitkisi için faydalı oldu. Pamukta su kaynakları doğrudan verimi etkiliyor. Önümüzdeki dönemlerde bu gidişatla daha çok pamuğa ihtiyaç duyulacaktır. Su kaynaklarımız, enerji ve sulama alanlarında idareli kullanmalıyız. Şanlıurfa”nın diğer alanlarının da sulanmasıyla ülke üretimin yüzde 60”ını tek başına karşılayabileceğini düşünüyoruz."
Harran Ovası”nda 10 yıldır çiftçilikle uğraşan İbrahim Yıldız ise, babasından kalan arazide geçmişte sadece buğday ekilebildiğini söyledi.
Sulamalar sayesinde yaklaşık bin dönümlük arazisine pamuk ektiğini anlatan Yıldız, devlet desteği ve sulamalar sayesinde gelirinin arttığını ifade etti.
Fiyatlardan memnun olduğunu dile getiren Yıldız, çiftçiye desteklerinden dolayı yetkililere teşekkür ettiğini sözlerine ekledi.