Kadın bankacının yazdığı kitap tüyleri diken diken ediyor. Görev başında ahlaksız tekliften tutun da satış için yapılan mobbinge kadar…
İsmi Yasemin Bilge.
Gerçek ismi degil çünkü halen büyük bir bankanın şubesinde portföy olarak çalışıyor.
Bankacılık sektöründe son yıllarda yaşanan değişim sürecinin neredeyse bütün çirkinliklerini yaşamış genç bir bayan. Hiç kimseye anlatamayacağı, anlatsa bile kimsenin inanamayacağı olayları kitap haline getirmiş.
Ayzıt Yayınları tarafından çıkartılan ve 10 bin adet basılan kitabın arka kapağındaki sözler, 200 bin banka çalışanının nasıl mobbinge uğradıklarını en iyi şekilde anlatıyor.
Kitabın kapağında kısa bir mobbing hikayesi yer alıyor:
“Bana bak, bizim o işgal ettiğin koltuğumuz o kadar değerli ki; eğer satış yapamayacaksan masanın yanında duran çantanı al ve evine git! Oraya oturmak için can atan bir sürü insan var dışarda!” Yüzüm yanıyordu.Mesai saati içinde yapılan mobbing! Müşterim olup olmadığını bile sormadı, adımla bile hitap etmedi.
“Efendim şu anda bir müşterim var, ben sizi daha sonra arayabilir miyim?”
“Beni arama, satış yapacaksan yap, yoksa evine git. Bana da e-posta ile savunmanı gönderi”
AHLAKSIZ TEKLİF
Kitapta onlarca yaşanmış olay var. Bunlardan bir tanesi ise sistemin nasıl ahlaksız bir hale geldiğini en iyi şekilde gösteriyor.
“Bugün her hangi bir Salı günü gibi uyandım. Ortalama bir Salı günü algısı ile şubeye geldim. Başta her şey normal görünüyordu. Sabahın erken saatlerinde 20 milyon TL civarında parası olduğunu bildiğim ancak mevduatını başka bankada değerlendiren müşteri Bay H, şubeye geldi. Kendisi ile daha önce tanışmıştım.Ancak tanışmanın ötesinde hiçbir sohbetim olmamıştı. 65 yaşlarındaki bu bey “bir sabah kahvenin varmıdır?” diyerek masama oturdu. Kendisini nezaketle selamlayarak buyur ettim. Kahvesini söyledim. Havalardan ve sulardan bahsettikten sonra mevduatı için fiyatlama yapmamı istedi. Bankanın hazine bölümünü aradım ve jet hızı ile fiyatlamasını yaptım. Ziyaretini oldukça kısa tuttu, düşüneceğini söyledi. Telefon numaramı aldı ve gitti. Hemen şube müdürüme gidip anlattım. Müdür tabiri caiz ise ellerini ovuşturdu. Ortalama bir şehir şubesi için oldukça önemli bir rakamdı. Ancak banka yönetimleri genellikle mevduat çıkışı olduğunda sarsıcı etki yaratabileceğinden bu tür blok paraları çok sevmezler. Müdür o anda sadece şubesinin bu mevduat hacmi ile yukarı sıralara çıkacağını düşünüyor, “Yüce İnsana “bu habere vereceği anı hayal ediyordu. Oldukça istekliydi. Aradan birkaç saat geçti derken telefonum çaldı. Arayan Bay H.
-Merhaba
-Merhaba buyrun.
-Şimdi hanımefendi ben teklifini düşündüm. Bu parayı da size göndereceğim, bu iş sizi çok mutlu edecek ama sizde beni mutlu edebilirsiniz. Siz beni ne zaman mutlu edeceksiniz ona göre göndereceğim?
Beynimden vurulmuşa döndüm. Anlık bir baş dönmesi oldu hiç beklemediğiniz bir anda biri size bir laf eder de gerekli cevabı veremezsiniz ya işte aynen öyle oldum. Tek söyleyebildiğim:
-Ay lütfen, bu telefonu kapatırmısınız
Oldu. Sinirden elim ayağım titredi. Biraz sakinleşince müdüre gittim. Telefon görüşmesini olduğu gibi aktardım. Ben böyle terbiyesizlik görmedim diye söylenirken müdür:
-İnanmıyorum canım ya şimdi mevduat gelmeyecek mi? Çok büyütme….”
Banka CEO’sunun Evi Neden Yok?
Türkiye’nin gündeminde İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran var. Hakan Aran, Antalya’da gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında kiralardan yakınıyor. Aran, 12.500...