İtalyanlar kendi ülkesinde yapamadığı mobbingi Türkiye’de yapıyorlar. Hatta Fransızlar da… Dahası Hollandalılar da. İyi de bunu kimin eliyle yapıyorlar?
Evet, İtalyanlar Türkiye’de ülkesinde yapamadığını yapıyor. Çalışana mobbing uyguluyor.
Fransızlar da Türkiye’de mobbing uyguluyor. Kendi ülkelerinde insanlık suçu olan mobbingi yani psikolojik tacizi cesurca yapıyor.
Hollandalılar da yapıyor…
Hatta Çinliler bile Türkiye’de mobbing yapıyor.
Hele Körfez ülkeleri Türk bankacılara hiç acımıyor. Mobbingin en alasını yapıyor.
Böyle yazılıp böyle konuşuluyor.
İyi de bu adamlar insanlık suçunu Türkiye’ye gönderdikleri işkencecileri vasıtasıyla mı yapıyorlar?
Elbette hayır!
Yabancı sermayeli bankalara baktığınızda hepsinin başında bir Türk var.
Türk CEO, Türk Genel Müdür, Türk Genel Müdür Yardımcısı, Türk Bölge Müdürü…
Peki, bu Türk yöneticiler neden kendi vatandaşlarına psikolojik baskı yapıyorlar?
Neden onların psikolojisini bozuyorlar, hatta daha da ötesi ölümüne neden oluyorlar?
Bunu sorgulamak lazım, İtalya, Hollanda, İngiliz ve Fransız demeden önce…
Sorun yabancı sermaye mi diye sormak lazım.
Yabancı doğal olarak kârına bakıyor. Ne kadar çok kâr ederse o kadar mutlu olur. Bunun için kendi ülkesinden yönetici getirmiyor. Türk yöneticilere görev veriyor.
Sadece görev mi veriyor. Şan ve para veriyor. Sonrası çorap söküğü gibi geliyor.
Türk yönetici başlıyor yabancı patronu, dolayısıyla kendini sevindirmek için kırbaçlamaya. Ne kadar çok kırbaç o kadar çok kâr. Ne kadar çok kâr demek yıl sonunda Türk yöneticilerin alacağı o kadar büyük prim demek. Yani bankacılık sisteminde birkaç Türk yönetici koltuğumu koruyup kazanacağım diye sistemdeki on binlerce bankacıyı psikolojik olarak bitiriyor tüketiyor.
Yani Türk’e zulmü maalesef yine bir Türk yapıyor.
Türkiye’de bankacılık sektöründe yaşanan mobbingin sorumlusu Türk yöneticilerdir. İzmir’de yılların bankacılarına hakaret eden, hırsından kapıları tekmeleyen bayan bölge müdürüne Fransızlar mı öyle yap diyor?
Elbette hayır! Geçen hafta bir genel müdür yardımcısının işten atılması, en çok konuşulan konuların arasındaydı. Yüzlerce insanın işten atılmasına ve psikolojisinin bozulmasına neden olan bu icatçı genel müdür yardımcısı sistem tarafından kullanıldı ve bir kenara atıldı.
Yabancıya üç kuruş için kendi vatandaşını ezen ve hayatını mahveden her yönetici bir gün bu akıbeti yaşayacaktır.
***
Ölen bankacı
***
Cumartesi günü beyin kanamasından vefat eden bir bankacı konusunu ele almıştım. İş yeri arkadaşları tenzili rütbe ve baskıdan bahsetmişlerdi. Aslında bu banka ile ilgili ciddi baskı şikâyetleri var. Hatta yetkili sendikanın bir üst düzey yetkilisi bu konuda ciddi bir adım atacaklarını bile söyledi.
Ancak bu vefat eden bankacı hanımın eşi bir gösteri adamı aracılığı ile açıklama yaptı. Eşinin ölümünün işi ile alakalı olmadığını söyledi. Eşinin beyanına göre, vefat eden bankacı hiç mobbing görmedi, yöneticisi tarafından azarlanmadı. Hatta 43 yaşındaki eşinin üst segment müşteri portföylüğünden alınıp işe yeni başlayan 3 aylık bankacılar gibi gişeye oturtturulmasının da onu üzmediğini söyledi. Tamamen kurumsal bir lisan ile yazılmış açıklamada bir de sigortadan para alacaklarını ve bankanın da 3 çocuğunu okutacağını söylemiş.
Söz konusu bankanın çalışanları ve vefat eden bankacının arkadaşları tarafından tepki ile karşılanan bu açıklama ile ilgili ben bir şey söylemiyorum. Kocanın bu açıklamasından sonra artık bu banka ile ilgili mobbing iddiaları düşer. Savcılığın ve Çalışma Bakanlığı’nın soruşturma açmasına da imkân kalmamıştır.
Acılı kocaya ben buradan başsağlığı diliyorum. Alacağı tazminatı iyi günlerde ve sağlıkla harcamasını temenni ediyorum.
Kaynak: Mobingci İtalyanlar! – Remzi ÖZDEMİR-YENİÇAĞ GAZETESİ
Banka CEO’sunun Evi Neden Yok?
Türkiye’nin gündeminde İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran var. Hakan Aran, Antalya’da gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında kiralardan yakınıyor. Aran, 12.500...