Bankacık sektörü ile ilgili çok şey yazıldı çizildi. Ancak bir bankacının bu öz eleştiricisi Türkiye’deki tüm bankacıların “Biz kendimize ne yaptık?”demelerine neden olacak! Bankacılar hadi özeleştiriye…
Sayın Paramedya.com editörü,
Sektörde 20 yılı tamamlamış bir bankaci olarak yazdıklarınıza aynen katılıyorum. Ancak lütfen birde sevgili arkadaşlarımın sektöre bu açacağım pencereden bakmalarını rica ediyorum.
Nebahat S.
İzmir
BİZ KENDİMİZE NE YAPTIK?
Biz bankalar öncelikle o kulağa çok havalı gelen iki kelimeyi yani çıkış noktamız ve sebebimiz olan Vizyonumuzu -Misyonumuzu belirledik kocaman harflerle de başına da Türkiyenin…. diyerek bu cümleleri her yere yazdık,ezberledik VE ezberlettik.
Ardından bu yolda devam edeceğimiz ve benimseyeceğimiz ilkeleri ,prensiplerimizi, temel stratejileirimizi , hedeflerimizi belirledik Alt alta değerlerimizi sıraladık bu süslemelerle birlikte bu iki kelimeyi daha da anlamlı hale getirdik
Şimdi soruyorum size:
Peki ne oldu misyon ve vizyona ?ne oldu ilkelere, stratejilere, değerlere?
Cevap mı? o ezberlemeye çalıştığımız, ezberletmeye çalıştığımız o özel güzel anlamlı cümleler sadece yazılar da kaldı…akılda ise bambaşka bir şey…….
Önce güven dedik, bankaları güvenden en uzak kurum haline, toplum gözünde bankacıları da en güvensiz bireyler haline soktuk, dürüstlük doğruluk ilkeleri dedik bankacılara yalan dolan yapıyor üş kağıtcı dedirttik,
Bankacılık ihtiyaçtan doğar, ihtiyaçları anlayın dedik ama biz sigorta ,kredili mevduat hesabı, fatura ödemeleri zorunlu dedik, biz her şeye zaruri diyerek müşterileri bunalttık, müşteriden habersiz satışlar yaptık….
Önce insan dedik, o savunduğumuz sermayemiz olan insanı ilk önce biz unuttuk, doğruluk dürüstlük bizim vazgeçilmezimiz dedik, personelimizi yalancı yaptık….söz dedik yapmayacağız bir daha dedik ama yine yaptık, biz net konuşuruz dedik, hep kıvırdık ama onu bile beceremedik….
İmaj ,prestij ,itibar ,marka dedik, en prestijsiz vasıfsız sektör olduk, markayız marka olacağız dedik markanın ucuzu olduk,
Müşteri memnuniyeti dedik, her yıl daha da sesimizi yükselttik, her yıl daha çok müşterimizi düşüneceğiz dedik, müşteriden saçma sapan anlamsız kesintiler yaparak müşterinin nefretini kazandık..müşterinin kapısından kovulur olduk…
Personelimizi seviyoruz sizlerle buraya geldik personel memnuniyeti , mutlu personeller bizim için çok önemli dedik, mutsuz çalışanları yine kendi ellerimizle yarattık, ne hastalığına ne cenazesine saygı duyduk, en kötüsü de o savunduğumuz insan kavramından uzaklaşarak insan emeğine saygı duymadık, kapının önüne sorgusuz sualsiz koyduk, adına da performans dedik…
Baskıyı artırdık da artırdık, sonunda personelin nefretini de kazandık…
Okuduğumuz bankaların vizyon ve misyonunda ve süsleyerek anlam kazandırdığımız stratejilerinde bunlar yazmıyordu, BUNLARA NE OLDU…..
E şimdi soruyorum biz KENDİMİZE NE YAPTIK…..
Banka CEO’sunun Evi Neden Yok?
Türkiye’nin gündeminde İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran var. Hakan Aran, Antalya’da gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında kiralardan yakınıyor. Aran, 12.500...