Sosyal bilimlerde, fen bilimlerindeki gibi kanun olmaz.
Çünkü her faktör kontrol edilemez, bilinemez.
O yüzden sosyal bilimlerde gözlemlenemeyen faktörler için VARSAYILIR.
Varsayımlara dayalı olarak TAHMİN yapılır.
Tahmin ise muhakkak hata içerir.
İşte bu yüzden evet, KİMSE NET BİLMEZ!
Araştırma çerçevesinde insan davranışları olan sosyal bilimlerde işte bu yüzden evet, HERKES YANILABİLİR!
İktisadi planlamalarda da, Cevdet Akçay’ın dediği gibi işte bu yüzden evet, enflasyon %30’da da yapışkan hale gelebilir; %20’de de…
TCMB, elindeki verilere göre bir tahmin yaptı ve enflasyon patikası belirledi.
Diyor ki Cevdet Akçay, bu patika bir tahmin.
Akçay’a göre esas sorulması gereken; öngörülen enflasyon patikasında belirli bir seviyede (İngilizcesi Level!) direnç oluşursa ‘gerekli hamleyi yapma imkan ve kapasiteniz var mı?’ olmalıdır.
Öncelikle, TCMB özelinde üç temel hamle alternatifine bakalım ve bu alternatiflerin kapasite imkanlarını değerlendirilelim.
Enflasyon tahminini revize etmek: Rahatlıkla yapar. Yapabileceğini de gördük; enflasyon tahmini %21’den %24’e çıkarıldı. Haliyle böyle olması da gerekirdi. Ocak 2025’te %5’lik bir enflasyon ve Şubat 2025’te %4 beklenen bir enflasyon ile zaten %21 hedefinin tutturulabilmesi mümkün değildi. Burada talihsizlik 2025’in henüz birinci ayı geçtikten sonra bu revizyonun yapılması. O halde sormak lazım, bu tahminde nasıl bir hata yapıldı ki; henüz birinci ayda revizyon gerekliliği doğdu? Unutmamak gerekir ki; hani ‘beklenen enflasyona göre zam yapılmalı’ deniliyor ya… Her revize ücretlilerin cebinden alınan para anlamına gelmiyor mu?
Faiz indirimini pas geçmek veya faizi artırmak: Yapabilir mi? İşte orada artık net bir siyasi baskı var. Yani kapasitesi muammalı. Ayrıca, faizin maliyetini kim ödüyor?
Dolara baskıyı artırmak: Yapabilir mi? Kısa vadede evet. Rezervi var. Dünyanın en maliyetli rezervi olduğu unutulmamalı. Ve gene sormak lazım, bu maliyeti kim ödüyor?
Peki, enflasyonda düşüş için başka ne yapılmalı?
Kamu tasarruf etmeli.
Zengin vergi vermeli.
Yani maliye politikası ADALETLİ şekilde devreye girmeli.
TCMB eşgüdümden bahsediyor ama halen pratik olarak görülen bir eşgüdüm yok!
Daha başka alternatif var mı?
Mehmet Şimşek açıkladı: Enflasyonla arz yönlü mücadele edilecek.
Yani Sn. Cumhurbaşkanının belirttiği şekilde sosyal konutlar yapılacak, kiralar aşağıya çekilecek ve enflasyonda barınma kaynaklı yapışkanlık önlenecek.
İyi de kaç yıl sürecek bu sosyal konutların yapılması?
Yeterli mi, hayır!
Biri bana söylesin, TARIM REFORMU olmadan GIDA FİYATLARI nasıl düşecek?
Tarım reformu yapıldı diyelim. İyi de tarım reformunun gıda fiyatları üzerinde etki göstermesi kaç yıl sürecek?
İşte bu yüzden, teknik ifadelere boğmadan iddia ediyorum: ENFLASYONDA YAPIŞKANLIK kaçınılmaz!
Tabi TÜİK nezdinde bu olmayabilir.
Zira diş implantı, elektrikli otomobil sepete eklendi.
Ne de olsa emekli Ayşe Teyze, memur Ali, asgari ücretli Hasan bol bol kırmızı et yiyor, güzelce kiralarını ödüyor, hedeflerinde elektrikli otomobil almak var.
Net olan şudur!
Enflasyonla savaşın gerçek bedelini ödeyen 70 milyon dar gelirli ve fakir işin teknik jargonuyla ilgilenmiyor: Yani ‘öngörü hatasıyla bilgi setinin kovaryansını sıfıra eşitlemeye çalışmak’ söylemi bence TCMB açısından çok anlamsız.
TCMB’den beklenen, teknik jargon kullanmak değil; birinci ayda revize gerektirmeyecek bir enflasyon tahmini yapmaktır. Aksi takdirde bu güne kadar sergilediği kararlı duruş yara alır.
Sevgi ve vicdanla kalın…
Prof. Dr. Soner GÖKTEN